Ben de öldürebilirim çünkü artık bende de nefret var. | Open Subtitles | حسناً، بوسعي القتل أيضاً لأنني أحمل كم كبير من الحقد |
Kontrol Edilmemeliydi,nefret Ediyoruz. Kazanmanın ne kadar pahalı olduğunu anlayacaktı. | Open Subtitles | لا يجب أن يسيطر علينا الحقد وغلا فسيعتبر هو الفائز |
Kontrol Edilmemeliydi,nefret Ediyoruz. Kazanmanın ne kadar pahalı olduğunu anlayacaktı. | Open Subtitles | لا يجب أن يسيطر علينا الحقد وغلا فسيعتبر هو الفائز |
General kaleye karşı bir kin besleyerek ölmüştü, değil mi? | Open Subtitles | لقد مات الجنرال وهو يكن لهذه القلعة الحقد أليس كذلك؟ |
Andrew. Ne kadar uzun süre kin tutacağımı mı görmek istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدين أن تعرفي إلى متى يمكنني أن أحمل الحقد في قلبي؟ |
Bunlar kilise ya da dernekler gibi güzel görünen organizasyonlar ile nefret etmekten hoşlanırlar ve çoğunlukla eski moda bir ses tonuyla konuşmayı severler. | TED | يرغبُ هؤلاء الأشخاص في الحقد عبر منظمة تبدو لطيفة، مثل كنسية أو منظمة غير ربحية، وغالباً ما يحلو لهم التحدث بصوتٍ عفى عليه الزمن. |
nefret etmekle etmemek arasında kalan idealist fahişeler gibi. | TED | إنهم مثل الفاسقات صاحبات الفكر الذين يتحولون من الحقد إلى عدم الحقد. |
Katlanamadığım tek şey ilgisizliktir. nefret ise iyi bir duygudur, ateşli ve vahşi aşk gibi, yalnızca daha fazlası. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لا أقدر عليه هو اللامبالاة أما الحقد فهو شعور جيد، هو ناري وعنيف |
Tüm bu nefret karşısında bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ بشأن كل هذا الحقد |
Chale, vato, ikinizin arasında ne kadar nefret olduğu önemli değil... hala bağlısın. | Open Subtitles | مهما كان الحقد بينك وبينه أنت ما زِلتَ مُرتَبِط |
Sahip olduğumuz öfke ve nefret, tüm bunları bu tarafta sürdürebiliriz. | Open Subtitles | كل هذا الكره و الحقد الذى نملكه ؟ سنحافظ عليه |
Aşkı nefrete dönüştüreceğim ve bu nefret yavaşça ve çok acı vererek seni öldürecek. | Open Subtitles | إنني سأحوّل الحب إلى حقد وهذا الحقد سيقتلك ببطيء شديد، و بألم أشد |
Çok fazla şüphe ve kin var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الريبه و الحقد حتى الأن لا استطيع أن اصدق أننا نحارب بعضنا |
Öldürdüklerimin bana karşı kin beslemeye hiç hakkı yok. | Open Subtitles | هؤلاء الذين قتلتهم ليس لديهم الحق في الحقد علي |
Bu kasette ne kadar büük bir kin olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم كم الحقد الذي تحمله هذه الشرائط؟ |
Çok aptalsın, ona beslediğin bu kin şeytani içgüdülerini harekete geçiriyor. | Open Subtitles | يا لك من غبي ، الحقد يزيد من أعمالك الشيطانية |
Musa'mız, dört veya beş yüzyılda bir gelebilecek bir lider, bizden nefretle ve acımasızca koparıldı. | Open Subtitles | يظهر مرة كل مائة خمسة وأربعون، تم أخذه من بيننا بواسطة الحقد والمرارة. |
Soluduğumuz hava nefret ve kinle doluyken nasıl sevebiliriz ki? | Open Subtitles | كيف بأمكاننا الحب حينما يكون الهواء الذي نستنشقه ملوث بالسم و الحقد ؟ |
Kız senin yanında olmaya çalışıyor sense gittikçe kindar ve acımasız oluyorsun! | Open Subtitles | أتعلم، هذه الفتاة تحاول فعل الصواب و كل ما ترده لها هو الحقد و الوحشية! |
Beni buraya koyan ve kapıyı kilitleyen nefreti düşündüm ve yaktığı ateşi. | Open Subtitles | عندما افكر في الحقد الذي جعلني اكون هنا وأغلقَ الباب واشعل النار |
Bana, eğer babam gibi olmak istiyorsam, nefretten daha ulu bir amacım olması gerektiğini öğretti. | Open Subtitles | علّمني هذا ما ارتة حقا أن يكون مثل أبي، أحتاج هدف أعلى من الحقد. |
Nelerden intikam almak istiyosun? | Open Subtitles | ما هذا اللذي تحمله بـ جوفك لـ يولد هذا الحقد ؟ |
kötülük, kıskançlık ve hayal kırıklığı karışımı, bir anda öldüren ve antidotu olmayan bir zehir. | Open Subtitles | خليط من الحقد والغيرة والإحباط، كان قاتلا فورا وبدون دواء |
Çünkü Nefretin nereden kaynaklandığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع لأنني أفهم مصدر الحقد |
Özellikle korumacılık, kıskançlık veya Avrupa pazarını fetheden Amerikan firmalarını arkadan vurmak için kanunları kullanmakla suçlandın. | TED | تم إتهامكم، بالحمائية و الحقد أو باستعمال القانون لمهاجمة الشركات الأمريكية التي غزت الأسواق الأوروبية |