"الحقيقة أنّي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Gerçek şu ki
• İşin aslı

Gerçek şu ki bu şehir için yeterince şey yapmadım.
الحقيقة أنّي لم أفعل ما يكفي من أجل هذه المدينة

Gerçek şu ki başka bir yerde hiç çalışmak istemedim.
الحقيقة أنّي لم أُرِد أنْ أعمل في مكان آخر قَطّ.

Tüm hayatım boyunca iki farklı dünyada yaşadım. Gerçek şu ki ikisine de ait değilim.
حاولتُ طوال حياتي أن أتلائم مع عالميّ، لكن الحقيقة أنّي لا أنتمي لأيّ منهما.

İşin aslı, seni düşünmeyi kesmeye çalıştım. Yapamadım.
الحقيقة أنّي حاولت التوقّف عن التفكير فيك، ولا يمكنني ذلك

Bazen benim hiç olmadığım kadar iyi bir şekilde. İşin aslı bir süre sonra hatasını beklemeyi bıraktım.
لذا الحقيقة أنّي بعد فترة توقّفت عن ترقّب فشل يرتكبه.

İşin aslı gezegenimin, aradığımız gezegen olmadığı ihtimalini hiç aklıma getirmemiştim.
الحقيقة أنّي لمْ آخذ بعين الاعتبار إمكانيّة ألّا يكون كوكبي هو المنشود

Gerçek şu ki seni canlı bulduğumuza şaşırdım.
إنّما الحقيقة أنّي صُدمت حينما عثرنا عليك حيّاً.

Gerçek şu ki, ben gazeteye hikayeler toplamak için ülkenin her yerine gitmiyorum.
الحقيقة أنّي لا أجوب البلاد لأجمع القصص للجريدة

Biliyorsun, haksız olduğunu söyleyemem. Ama Gerçek şu ki yapmam gerekeni yaptım.
لا ألومك على ذلك، لكن الحقيقة أنّي فعلت ما اضطررت إليه.

Gerçek şu ki, Londra'ya sadece azarlanmaya gelmişim, o kadar.
الحقيقة أنّي أتيت إلى (لندن) لتوبيخي وذلك ليس كل شيء

Gerçek şu ki, I senin kardeşleri tanrılara düşünmek için kullanılır.
الحقيقة أنّي اعتدت اعتبار أخوتك آلهة.

Gerçek şu ki, - Senden kaçmama gerek yok.
الحقيقة أنّي لستُ مضطرًّا للهرب منك.

Gerçek şu ki, ben senin hayranlarından biriyim.
الحقيقة أنّي معجب بك.

Çünkü Gerçek şu ki, çok keyifliyim.
لأن الحقيقة أنّي متحمس للغاية

İşin aslı senin kardeşime aşık olduğunu fark ettiğim ilk andan beri ondan nefret etmeni sağlayacak kadar kötü bir halt yemesini bekliyordum.
الحقيقة أنّي منذ أوّل مرّة لاحظت أنّك مغرمة بأخي... انتظرت أن يرتكب إثمًا شنيعًا حتّى تكرهينه...

İşin aslı, ben de iyi değilim.
الحقيقة أنّي لستُ صالحًا.