ويكيبيديا

    "الحقيقة كاملة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tüm gerçeği
        
    • bütün gerçeği
        
    • gerçeğin
        
    • tüm gerçek
        
    • sadece doğruyu
        
    • sadece gerçeği
        
    Ve bunu yaptığında, ona her şeyi, tüm gerçeği anlatmalısın. Open Subtitles و عندما تخبريه يجب أن تخبريه بكل شيء الحقيقة كاملة
    tüm gerçeği anlatacağına yemin etmiştin. Anlatacak mısın? Open Subtitles لقد أقسمت على قول الحقيقة كاملة هلا فعلت ذلك ؟
    tüm gerçeği anlatacağına yemin etmiştin. Anlatacak mısın? Open Subtitles لقد أقسمت على قول الحقيقة كاملة هلا فعلت ذلك ؟
    Demek istediğim, kazanmamızın sebebi bütün gerçeği ortaya dökmemizdi. Open Subtitles وجهة نظري صحيحة، سبب فوزنا بهذهِ القضية هو لأننا أفصحنا عن الحقيقة كاملة.
    Sana, tüm gerçeği anlatacağıma dair söz veririm. Open Subtitles لقد أعطيتك كلمتي بأنني سأقول لك الحقيقة كاملة
    Servetimizin nereden geldiğini tüm gerçeği öğrendim. Open Subtitles علمت الحقيقة كاملة من أين جاءت رفاهيتنا.
    tüm gerçeği ortaya çıkarmamıza rağmen neden kötü hissediyorum? Open Subtitles الآن لدينا الحقيقة كاملة لماذا أشعر بالقذارة
    tüm gerçeği biliyorsunuz artık ama bir gerçek var ki hepsinden önemli. Open Subtitles أنتم تعرفون الآن الحقيقة كاملة و لكن هنالكَ حقيقة واحد تقف في مواجهة الكل
    Az sonra vereceğiniz ifadede gerçeği, tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin ediyor musunuz? Open Subtitles هل تقسم إن الشهادة التي ستعطيها ستكون الحقيقة، الحقيقة كاملة ولا شيء سوى الحقيقة وليكن الله بعونك؟
    Ben sadece Dr. Arrow'un tüm gerçeği söylemediği için endişeliyim. Open Subtitles أنا فقط قلق بشأنه... . د.أرو لا يقول لنا الحقيقة كاملة
    Senin elemanların burada tüm gerçeği söylediklerini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن ان رجالك أخبروك الحقيقة كاملة.
    Kimse tüm gerçeği söyleyemez. Open Subtitles -أرجو المعذرة . حسنٌ ، لا أحد يمكنه قول الحقيقة، الحقيقة كاملة ، يا صاحبة الشرف.
    Bana tüm gerçeği asla söylemiyorsun. Open Subtitles أنت لا تقول لي الحقيقة كاملة أبدا
    İtiraf eder ve Gümüş Zil Cinayetleri'ndeki rolünle ilgili tüm gerçeği anlatırsan, bu senin kesinlikle iyi niyetini gösterir. Open Subtitles إذا كنت على استعداد لتأتي نظيفة، ونقول الحقيقة كاملة عن دورك في القتل الأجراس الفضية، من شأنه أن يكون اداء لا يصدق حسن النية.
    Rebecca'nın tüm gerçeği söylemediğini düşünüyordu. Open Subtitles وكان يعتقد أن (ربيكا) لم تقل الحقيقة كاملة
    Reynolds'a değer veriyor, ama tüm gerçeği söylemesine yetecek kadar değil. Open Subtitles إنهاتكترثلأمر(رينولد)،ولكنليسبما يكفى، لتقول الحقيقة كاملة.
    Sana gerçeği göstermeye çalışıyorum. bütün gerçeği. Open Subtitles أنا أحاول أن أُظهرَ لكِ، الحقيقة الحقيقة كاملة
    Dünkü görüşmemde bütün gerçeği anlatmadım. Open Subtitles لم أقم بقول الحقيقة كاملة خلال إستجوابي البارحة
    Bu sadece ve sadece gerçeğin ta kendisidir. Böyle çok daha iyi, değil mi? Open Subtitles الحقيقة ، الحقيقة كاملة ولا شئ اٍلا الحقيقة ، أهذا أفضل ؟
    ..ama tüm gerçek bu değildir Open Subtitles ليست الحقيقة كاملة إنها ليست كذلك أعنى,إنها حقيقة بالسبة للرب
    Yüce tanrı huzurunda yemin ederim ki herşeyi doğru söyleyeceğim sadece ama sadece doğruyu. Open Subtitles أقسم بالله العظيم على أن الدليل الذي سأقدمه سيكون الحقيقة، الحقيقة كاملة ولا شيء سواها.
    Vereceğiniz ifadenin tamamen ve sadece gerçeği yansıtacağına yemin eder misiniz? Open Subtitles الدليل الذى ستقدمه سيكون الحقيقة الحقيقة كاملة ولا شئ غير الحقيقة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد