Soniğimle ufak bir kıvılcım vereceğim ve gerçek zamanlı kılıf hemen burada birleşecek. | Open Subtitles | أنا سَأَعطيها إنفجار سريع مِنْ مفكي الصوتي غلاف الوقتِ الحقيقيِ سَيُعيدُ تجميعها هنا. |
Şu anda o çocuk bütün bunları temsil ediyor ve nihayet onları almaya gelen gerçek ışıktan uzaklaşmalarına neden oluyor. | Open Subtitles | الآن، إنها أقرب شئ لهذا و هذا إنشغال مريع عن الضوءِ الحقيقيِ |
gerçek işime odaklanmadığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | يُصبحُ صَرفَ إنتباهه مِنْ عملِي الحقيقيِ. |
Neden beni ciddiye alıp gerçek bir iş vermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تتعامل معي بجدية وتعطيني بَعْض العملِ الحقيقيِ لاقوم بهُ |
Hayattaki gerçek rotamın güzel bir açığa vurumuydu. | Open Subtitles | مجرد إيحاء مذهل فى طريقِي الحقيقيِ في الحياةِ |
O bitirirken, biz devam ediyoruz, çünkü Mitch gerçek aşkın gözü kördür demeye çalışıyor. | Open Subtitles | يَتوقّفُ هناك ,ويَستمرُّ هنا لأنى أعتقد ما يُحاولُ ميتش قَوله .بأنّ الحبِّ الحقيقيِ أعمى |
Bu gerçek Mavi Adam Grubu mu? | Open Subtitles | هَلْ هذا الرجلِ الأزرقِ الحقيقيِ يُجمّعُ هذا الوقتِ؟ |
gerçek kanıtları görünceye kadar beklerim. | Open Subtitles | سَأَنتظرُ حتى أَرى بَعْض الدليلِ الحقيقيِ. |
Daha sonrada 4 milyon dolar orada,olacak gerçek paradan bahsediyoruz. | Open Subtitles | 4$ مليون هناك، بعد فترة، نحن كلام حول المالِ الحقيقيِ. |
Zamansal alan içinde dolaşan, gerçek zaman yolu gibi bir şey var. | Open Subtitles | هناك طريق دائري مِنْ الوقتِ الحقيقيِ ينعطف من خلال الحقلِ المؤقت |
Yoldan ufak bir ayrılış, gerçek zamandan kopuşa ve bu insanlar gibi donup kalmamıza yol açar. | Open Subtitles | أيّ إنحراف مِنْ طريقِ الوقتِ الحقيقيِ و يُمْكِنُنا أَنْ ننتهى مجمّدون مثل بقيّة هؤلاء الناسِ |
Hadi yemek gerçek bir şeyler bulalım. | Open Subtitles | دعنا نَجِدُ بَعْض الغذاءِ الحقيقيِ للأَكْل |
Kralın gerçek yüzünü insanlara gösterebiliriz. | Open Subtitles | نحن أَنْ اعلناه ملك نجبره بكْشفَ وجهِه الحقيقيِ إلى الناسِ |
Yani sizler gerçek katili bulmak için kurbanın geçmişini araştırmamışsınız bile. | Open Subtitles | بأنّك رجال لَمْ يُشاهدوا حتى ماضيه للقاتلِ الحقيقيِ. |
O da gerçek camla hava arasındaki farkı ayırt edemiyordu. | Open Subtitles | هو لا يَستطيعُ التفريق بين الزجاجِ والهواءِ الحقيقيِ |
Dört çocuğun ölümünden sorumlu olan gerçek şeytanı ele geçireceksiniz. | Open Subtitles | تَحْصلُ على الشيطانِ الحقيقيِ مسؤول عن موتِ |
- gerçek peygamber ile sahtesi arasındaki farkı biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف الفرق بين الرسول الحقيقيِ والرسول الزائف ؟ |
gerçek aşkın büyüsü altında zavallı ahmak umursamaz olacak. | Open Subtitles | تحت نوبةِ الحبِّ الحقيقيِ... الخشبة السيّئة تَنْمو مهملة. |
Evet ama 15 yıl önce, DNA analizi yokken ve gerçek katil tekrar saldırmadan önceydi. | Open Subtitles | قبل DNA. قبل القاتلِ الحقيقيِ ضَربَ ثانيةً. أنت سَتَختبرُ شعر العانة |
gerçek para kazanmak için geldim. | Open Subtitles | هنا أَنْ أَجْمعَ بَعْض المالِ الحقيقيِ. |