Jenny anlıyor ki Tek çözüm, çürük dişleri çekmek. | TED | أدرك جيني أن الحل الوحيد هو اقتلاع الضرس السيء |
Sanırım benim için Tek çözüm onları ateş etmek için kışkırtmak. | Open Subtitles | اظن ان الحل الوحيد هو ان اضطرهما على ان يطلقا النار اولا |
Tek çözüm bir kez ve herkes için, size ait olan dünya bulmaktır. | Open Subtitles | الحل الوحيد هو أن تعرف أي العالمين . تنتمي إليه ، واحد فقط للأبد |
Tek çare, ondan kurtulmaktı. | Open Subtitles | الحل الوحيد هو أن نتخلص منه |
Tek çare, ondan kurtulmaktı. | Open Subtitles | الحل الوحيد هو أن نتخلص منه |
Şimdi programın neler yapabileceğini gördüm tek seçeneğin tuz buz etmek olduğuna karar kıldım. | Open Subtitles | حسن ، الآن وبعد أن رأيت ما الذي يستطيع فعله اقتنعت أن الحل الوحيد هو أن ندمره إلى أشلاء صغيرة |
Tek çözüm, doğrudan oluşturacağım politik bir güç yaratmaktır. | Open Subtitles | الحل الوحيد هو إنشاء قو سياسية أكون انا على رأسها |
Bence Tek çözüm uzağa taşınmak. O evden ve okuldaki çevresinden uzaklaşmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن الحل الوحيد هو الإبتعاد عن ذلك المنزل وتلك المدرسة |
Bildiğimiz çok şey var. Benim görebildiğim Tek çözüm yolu insanları eğitmeye çabalamak. | Open Subtitles | بالنسبة لي الحل الوحيد هو محاولة تعليم الناس |
Ve bu olduğunda da Tek çözüm yolunun aileni büyütmek olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | و... وحينما يحدث هذا، تعرف بداخلك أن الحل الوحيد هو |
Tek çözüm Claire'i obje kaynaklı bir komaya sokmaktı. | Open Subtitles | لا شيء أفلح. كان الحل الوحيد هو وضع (كلير) في غيبوبة تحدثها قطعة أثرية. |
Tek çözüm Claire'i obje kaynaklı bir komaya sokmaktı. | Open Subtitles | كان الحل الوحيد هو وضع (كلير) في غيبوبة تحدثها قطعة أثرية. |
Her zaman bir çözüm vardır. Tek çare dua etmek, çocuğum. | Open Subtitles | الحل الوحيد هو ان نصلي, |
Sanırım tek seçeneğin polisi çağırmak. | Open Subtitles | اعتقد بأن الحل الوحيد هو ان تتصل بالشرطة |