Ve sonra kanallar inşa edildi aynı binici ve aynı atla 10 defa taşıma yapabilirdiniz, tıpkı Kargo kadar. | TED | وبعدها بنيت القنوات، كان بامكانك باستخدام نفس السائس والحصان، نقل مايقارب عشرة أضعاف كمية الحمولة. |
Gene, harika bir fikrim var: Kargo dışarı, insanlar içeri. | Open Subtitles | عندي فكرة مجنونة الحمولة الى الخارج الناس الى الداخل |
Sonra da kargoyu kendimiz çıkartırız. | Open Subtitles | إلى قاع البحر و سنقوم بأخذ الحمولة بأنفسنا |
Eğer orada kimse yoksa, paketi bırakırım. | Open Subtitles | إذا لم يوجد أحد هناك, فليست مسئوليتي. سأترك الحمولة. |
Kargonun yarısı boşken geri dönmez. | Open Subtitles | لا تشعر بالملل لن يرجع، ليس ومعه نصف الحمولة |
Bu malı götür. Onu otobüs durağına bırak. | Open Subtitles | حمّل هذه الحمولة وأفرغها في محطة الحافلات |
- Biletimle uçağa binip bir koltukta oturacağım, Kargo bölümünde gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أصعد إلى الطائرة مع تذكرتي وأجلس على كرسيّ ، وليس مكان الحمولة |
Onlar Chouji'nin çerezlerinin peşindeydiler ama Kargo güvende kaldı. | Open Subtitles | لقد طردنا من قبلهم لأن تشوجي كان يخبئ رقائق البطاطا عنهم,ولكن الحمولة بخير |
Kargo uçağındaki kız hakkında bir şey öğrenebildin mi? | Open Subtitles | هل من أنباء جيدة عن فتاة طائرة الحمولة ؟ |
Şunu söyleyebilirim, Kargo tehlikeli olmasa da çok hassas ve değerlidir. | Open Subtitles | ماذا أقول لك ؟ بما أن الحمولة ليست بخطر إنها قابلة للتلف وهي باهظه جداً |
Kargo manifestosundan sen sorumlusun değil mi? | Open Subtitles | أأنت المسئول عن بيان الحمولة ، اليس كذلك؟ |
İçerde birine ihtiyacım var bana ,rotalar, kısıtlamalar, Kargo kuralları için , yardım edecek biri. | Open Subtitles | أحتاج شخصا من الداخل ليساعدني في النقل، القيود، بيانات الحمولة. |
Anlamanızı beklemiyorum ama bu kargoyu Almanlar almamalı. | Open Subtitles | .. لا أتوقع منكم أن تفهموا, لكن هذه الحمولة لا يمكن أن يستحوذ عليها الألمان |
Akıntıyı yakalayabilirsen, kargoyu sahile çıkar ve sakla. | Open Subtitles | جلب الحمولة للشاطئ و إخفائها لو قبلت عرضي |
kargoyu getirmelerine izin vermeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ندعهم يرشدوننا إلى الحمولة. |
Belâdan başka bir şey yok, lanet olası paketi aç. | Open Subtitles | لا شيئ غير المشاكل, أنت فتحت الحمولة. فرانك. |
Bence Kargonun düştüğünü görüp kaçak mal olduğunu anlayınca almaya karar verdiler. | Open Subtitles | أظن أنهم رأوا الحمولة وهي ترمي في البحر ظنوا أنها بضاعة مهربة فقرروا الأستيلاء عليها |
malı görünmeden uçakla taşırsınız. Teslimat yerini biz söyleriz. | Open Subtitles | تقومون بأخذ الحمولة و تطيرون بها و نعلمكم نحن بنقطة الإنزال |
Paket gönderildi, patlamaya 2 dakika 30 saniye var, tamam. | Open Subtitles | الحمولة أطلقت. الإنفجار خلال دقيقتين وثلاثون ثانية. |
Sanki aldığında, aşırı yükleme gibi bir şey oluyor. | Open Subtitles | إنها أشبه بـ .. عندما تكون بهذه الحالة ، إنها مثل الحمولة الزائدة |
Aslına bakarsak bu yükün en az yarısı - ölü yük dediğimiz kısım - kablonun kendisi. | TED | وفي الحقيقة، أكثر من 50 بالمئة من هذه الحمولة - هذه الحمولة الساكنة هي من الكابل نفسه. |
teslimatı onların istediği şekilde yapmamızı. Gözleri üzerimizde. First Avenue Köprüsü'nde tekrar arayacaklar. | Open Subtitles | يريدون منا أن نفرغ الحمولة في مكان آخر إنهم يراقبوننا الوقت قصير عليكم أن تصلوا إلى الجسر قبلنا |
Her yük kapasitesi ve atış mesafesinden elli sekiz gemi ilerliyor. | Open Subtitles | حالياً 58 سفينة قادمة مع كل أنواع الحمولة ومدى لإطلاق النار |
Silah yükünde gizli madde olduğunda listeye böyle yazarsın. | Open Subtitles | و هذا ما يكتب عندما تكون الحمولة غاية في السرية |
Artık elektrik yükü gibi şeylerden bahsetmeye başlayabiliriz. | TED | ومن هنا يمكنني ان انطلق في الشرح عن الحمولة الكهربائية |