Tesisatçı kardeşini de arar mısın, yukardaki lavabonun işi bitmiş. | Open Subtitles | كلمي أَخَّاكَ ، السبّاك ، ذلك الحوض العلوي يسرب الماء |
Çünkü çiğ et yiyorsun, küvete sıçıyorsun ve her şeyi mahvediyorsun. | Open Subtitles | لانك تأكل اللحم الني وتتغوط في الحوض وانت تدمر كل شيء |
Evet, leğen kemiğinin küçük bir parçası ve birkaç azı dişi bulabildiler. | Open Subtitles | أجل, حصلوا فقط على بضعة كسور قليلة من تجويف الحوض وبعض الضروس |
Kauçuk eldiven giyiyor ayrıca küveti temizlemek için içini su doldurmazsın. | Open Subtitles | أَعْني, أنها تَلْبسُ قفازاتَ مطاطيةَ, وأنت لا تَمْلأُ الحوض بالماءِ لتَنظيفه. |
Cesedi kesmek için en uygun yer küvet ama bir şey görmüyorum. | Open Subtitles | الحوض هو المكان البديهي لتقطيع جثة لكنّي لا أرى أي شيء هنا |
Cevap, Pelvis içine oturan oval kese olan mesanenin çalışmasında yatıyor. | TED | تكمنُ الإجابات في عمل المثانة، والكيس البيضوي الذي يقع داخل الحوض. |
Şimdi o küvetten çık ve tekrar şarkı söylemeye başla. | Open Subtitles | عليك الخروج من الحوض و البدأ بكتابه الأغاني |
Sonrasında ise bu havuzun tamamen boş olduğunu zor yoldan öğreniyorum. Buz gibi soğuk su neredeyse donmak üzere. Kelimenin tam anlamıyla nefesimi kesiyor. | TED | سرعان ما أدركت الورطة وهي أن هذا الحوض فارغ تماماً لأن الماء به كان بارداً قريبًا من التثلج وبصعوبة أخذت أنفاسي. |
Beyaz bir t-shirt giyip küvetin içine onun yanına girmeyeceksen eğer, onu ısıtacak başka bir yola ihtiyacım var, yoksa ölecek. | Open Subtitles | إن لم تقبلي بأن ترتدي قميصاً داخلياً أبيض وتقفزي إلى الحوض الساخن معه فأنا بحاجة لطريقة أخرى لتدفئته قبل أن يموت |
Şimdi, küvette olduğun zaman ile Mac ve benim seni bulduğumuz zaman arasında | Open Subtitles | الآن، في مكان ما بين وجودك في هذا الحوض وماك وأنا العثور عليك، |
Ama hâlâ o lavabonun altına bakmana ne sebep oldu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لكن لا زلت اريد المعرفة لكن مالذي جعلك تنظر اسفل ذلك الحوض |
Resimler de banyoda, lavabonun üzerinde. - Hemen gitmen gerek. | Open Subtitles | الصور في الحمام العلوي على الحوض يجب أن تذهب الاَن |
O küvete biraz daha sıcak su koy. Bu beyefendi banyo yapacak. | Open Subtitles | موردخاي ضع ماء أسخن فى ذلك الحوض هذا الرجال يريد الاستحمام |
Binbaşı, saç kurutucuyu küvete koymayacaktım. | Open Subtitles | أيها الرائد ، لم أكن لأضع هذا المجفف في الحوض |
Göğüs kaburgaları şekline göre yaşı 35 ile 39 arasında ve bu leğen girişi bize kadının hiç doğum yapmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | إن محيط شكل الأضلاع القصية يضع عمرها بين 35 و الـ39 سنة, و عظم الحوض هذا لإمرأة لم تلد في حياتها |
Komiksin Phil kimmiş Of Ben sana küveti doldur diyecektim Ki yıkanabilelim | Open Subtitles | لا ليس اسم شخص فقط قصدت أقول هيا لنملئ الحوض لكي نستحم |
Evet ama sirenler çalınca küvet ve lavaboları doldurmak için yeterli zaman olmayabilir. | Open Subtitles | لكن عندما يطلقون صفارات الإنذار، فلن يكون لدينا وقت لملء الحوض و المغسل |
İki hafta içinde dönmeniz Pelvis muayenen için çok önemli. | Open Subtitles | من الهام جداً أن تعودي بعد أسبوعين لأجل اختبار الحوض |
Evet, evet. küvetten hiç çıkmak istemedim. Tamam, unutmayın. | Open Subtitles | اجل , اجل انا لم اكن اريد الخروج من هذا الحوض حسناً , الان تذكروا لا تستجيبوا لأىّ شيىء |
Hemen havuzun yanında üstünü değiştirebileceğin bir kabin var. | Open Subtitles | هناك في مكان يمكنك أن التغيير فيه قرب الحوض |
Sör David Smith'in tüm ailesini boğduğu küvetin yanı başında dişlerimi fırçaladım. | Open Subtitles | وفرشت أسناني بجانب الحوض الذي أغرق فيه السيد ديفيد سميث عائلته بالكامل |
Onu yalnız bıraktım. küvette, dört parmak suda bıraktım, telefona bakmak için. | Open Subtitles | انا تركته لوحدة , وطولة اقل من 6 بوصات في الحوض وذهبت للرد على الهاتف |
Beynin içerisinde beyin omurilik sıvısı diye bilinen temiz, berrak bir sıvıdan oluşan geniş bir Havuz var. | TED | يمتلك المخ هذا الحوض الكبير من سائل نظيف نقي يسمى السائل النخاعي الشوكي. |
Bu benim beş yaşındaki halim. Bu durgun havuza atlamadan hemen önce... | TED | هذه أنا عندما كان عمري خمس سنين، قبل مدة قصيرة من قفزي داخل هذا الحوض الجميل من المياه الراكدة. |
Biliyor musun, ahbap, yaz boyunca o havuzu hiç kullanmadım. | Open Subtitles | أيها الرياضي لا أستخدم هذا الحوض إلا بكل صيف لنسبح |
Kohroku bir havuzdan bahsetmişti. Ormanın Ruhu oralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | هذا هو الحوض الذي اخبرتنا عنه كروكو لابد ان المخلوق قريب |
Abur cubur yiyorsun, çalışmıyorsun. lavaboda bulaşıklar birikmiş. | Open Subtitles | و تأكلين أطعمة فاسدة ولا تعملين، و تتركين الأطباق تتراكم في الحوض |