ويكيبيديا

    "الحوض" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • lavabonun
        
    • küvete
        
    • leğen
        
    • küveti
        
    • küvet
        
    • Pelvis
        
    • küvetten
        
    • havuzun
        
    • küvetin
        
    • küvette
        
    • Havuz
        
    • havuza
        
    • havuzu
        
    • havuzdan
        
    • lavaboda
        
    Tesisatçı kardeşini de arar mısın, yukardaki lavabonun işi bitmiş. Open Subtitles كلمي أَخَّاكَ ، السبّاك ، ذلك الحوض العلوي يسرب الماء
    Çünkü çiğ et yiyorsun, küvete sıçıyorsun ve her şeyi mahvediyorsun. Open Subtitles لانك تأكل اللحم الني وتتغوط في الحوض وانت تدمر كل شيء
    Evet, leğen kemiğinin küçük bir parçası ve birkaç azı dişi bulabildiler. Open Subtitles أجل, حصلوا فقط على بضعة كسور قليلة من تجويف الحوض وبعض الضروس
    Kauçuk eldiven giyiyor ayrıca küveti temizlemek için içini su doldurmazsın. Open Subtitles أَعْني, أنها تَلْبسُ قفازاتَ مطاطيةَ, وأنت لا تَمْلأُ الحوض بالماءِ لتَنظيفه.
    Cesedi kesmek için en uygun yer küvet ama bir şey görmüyorum. Open Subtitles الحوض هو المكان البديهي لتقطيع جثة لكنّي لا أرى أي شيء هنا
    Cevap, Pelvis içine oturan oval kese olan mesanenin çalışmasında yatıyor. TED تكمنُ الإجابات في عمل المثانة، والكيس البيضوي الذي يقع داخل الحوض.
    Şimdi o küvetten çık ve tekrar şarkı söylemeye başla. Open Subtitles عليك الخروج من الحوض و البدأ بكتابه الأغاني
    Sonrasında ise bu havuzun tamamen boş olduğunu zor yoldan öğreniyorum. Buz gibi soğuk su neredeyse donmak üzere. Kelimenin tam anlamıyla nefesimi kesiyor. TED سرعان ما أدركت الورطة وهي أن هذا الحوض فارغ تماماً لأن الماء به كان بارداً قريبًا من التثلج وبصعوبة أخذت أنفاسي.
    Beyaz bir t-shirt giyip küvetin içine onun yanına girmeyeceksen eğer, onu ısıtacak başka bir yola ihtiyacım var, yoksa ölecek. Open Subtitles إن لم تقبلي بأن ترتدي قميصاً داخلياً أبيض وتقفزي إلى الحوض الساخن معه فأنا بحاجة لطريقة أخرى لتدفئته قبل أن يموت
    Şimdi, küvette olduğun zaman ile Mac ve benim seni bulduğumuz zaman arasında Open Subtitles الآن، في مكان ما بين وجودك في هذا الحوض وماك وأنا العثور عليك،
    Ama hâlâ o lavabonun altına bakmana ne sebep oldu bilmek istiyorum. Open Subtitles لكن لا زلت اريد المعرفة لكن مالذي جعلك تنظر اسفل ذلك الحوض
    Resimler de banyoda, lavabonun üzerinde. - Hemen gitmen gerek. Open Subtitles الصور في الحمام العلوي على الحوض يجب أن تذهب الاَن
    O küvete biraz daha sıcak su koy. Bu beyefendi banyo yapacak. Open Subtitles موردخاي ضع ماء أسخن فى ذلك الحوض هذا الرجال يريد الاستحمام
    Binbaşı, saç kurutucuyu küvete koymayacaktım. Open Subtitles أيها الرائد ، لم أكن لأضع هذا المجفف في الحوض
    Göğüs kaburgaları şekline göre yaşı 35 ile 39 arasında ve bu leğen girişi bize kadının hiç doğum yapmadığını gösteriyor. Open Subtitles إن محيط شكل الأضلاع القصية يضع عمرها بين 35 و الـ39 سنة, و عظم الحوض هذا لإمرأة لم تلد في حياتها
    Komiksin Phil kimmiş Of Ben sana küveti doldur diyecektim Ki yıkanabilelim Open Subtitles لا ليس اسم شخص فقط قصدت أقول هيا لنملئ الحوض لكي نستحم
    Evet ama sirenler çalınca küvet ve lavaboları doldurmak için yeterli zaman olmayabilir. Open Subtitles لكن عندما يطلقون صفارات الإنذار، فلن يكون لدينا وقت لملء الحوض و المغسل
    İki hafta içinde dönmeniz Pelvis muayenen için çok önemli. Open Subtitles من الهام جداً أن تعودي بعد أسبوعين لأجل اختبار الحوض
    Evet, evet. küvetten hiç çıkmak istemedim. Tamam, unutmayın. Open Subtitles اجل , اجل انا لم اكن اريد الخروج من هذا الحوض حسناً , الان تذكروا لا تستجيبوا لأىّ شيىء
    Hemen havuzun yanında üstünü değiştirebileceğin bir kabin var. Open Subtitles هناك في مكان يمكنك أن التغيير فيه قرب الحوض
    Sör David Smith'in tüm ailesini boğduğu küvetin yanı başında dişlerimi fırçaladım. Open Subtitles وفرشت أسناني بجانب الحوض الذي أغرق فيه السيد ديفيد سميث عائلته بالكامل
    Onu yalnız bıraktım. küvette, dört parmak suda bıraktım, telefona bakmak için. Open Subtitles انا تركته لوحدة , وطولة اقل من 6 بوصات في الحوض وذهبت للرد على الهاتف
    Beynin içerisinde beyin omurilik sıvısı diye bilinen temiz, berrak bir sıvıdan oluşan geniş bir Havuz var. TED يمتلك المخ هذا الحوض الكبير من سائل نظيف نقي يسمى السائل النخاعي الشوكي.
    Bu benim beş yaşındaki halim. Bu durgun havuza atlamadan hemen önce... TED هذه أنا عندما كان عمري خمس سنين، قبل مدة قصيرة من قفزي داخل هذا الحوض الجميل من المياه الراكدة.
    Biliyor musun, ahbap, yaz boyunca o havuzu hiç kullanmadım. Open Subtitles أيها الرياضي لا أستخدم هذا الحوض إلا بكل صيف لنسبح
    Kohroku bir havuzdan bahsetmişti. Ormanın Ruhu oralarda bir yerde olmalı. Open Subtitles هذا هو الحوض الذي اخبرتنا عنه كروكو لابد ان المخلوق قريب
    Abur cubur yiyorsun, çalışmıyorsun. lavaboda bulaşıklar birikmiş. Open Subtitles و تأكلين أطعمة فاسدة ولا تعملين، و تتركين الأطباق تتراكم في الحوض

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد