Bunlardan birisi, okyanuslar Dünyadaki yaşam kalitesinin merkezidir. | TED | إحداها أن المحيطات أساسية لجودة الحياة على الأرض |
Dünya'daki hayatın evreni ve düzenli olarak güncellenip tamamlanıyor. | TED | إنه كون من الحياة على الأرض ويجري تحديثه واستكماله باستمرار. |
Buzullar Dünya üzerindeki yaşam için çok önemliler. | TED | الأنهار الثلجية مهمة جدا لأجل الحياة على الأرض. |
Sonuç şu ki dünyadaki yaşamın yüzde 94'ten fazlası sıvı şeklinde. | TED | يتبين أنه حوالي الأكثر من 94 بالمئة من الحياة على الأرض هو مائي. |
Dünya'daki yaşamın bağlı olduğu son bir talihli durum daha var. | Open Subtitles | وهناك آخر جزء من الحظ السعيد تعتمد عليه الحياة على الأرض. |
Bu uzun bir süre. Ama Dünya'daki yaşamı devam ettirmeye yetecek kadar uzun değil. | Open Subtitles | إنها فترة طويلة لكنها ليست كافية لإستمرار الحياة على الأرض |
dünya üzerindeki yaşamın birinci milyar yılı veya daha fazlası sadece Archea'dan ve bir diğer tür tek hücreli organizma, bakteriden oluşuyordu. | Open Subtitles | في المليار سنة الأولى من الحياة على الأرض كانت الحياة تتكون من الأركيا فقط و نوع آخر من الكائنات وحيدة الخلية البكتيريا |
Ay'ımız olmadan, Dünya'da yaşam hiç bir zaman oluşmayabilirdi. | Open Subtitles | دون قمرنا، لما نشأت الحياة على الأرض مطلقًا |
Umarım Dünya'daki hayat, her şeyiyle hatırladığın gibidir. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون الحياة على الأرض كما تتذكرها |
Bu hikâyenin bir yerinde yaklaşık 4 milyar yıl önce enerjinin dönüşümü, yeryüzünde hayatın başlamasına neden oldu. | Open Subtitles | و في وقت ما في تلك القصّة، منذ حوالي أربعة بلايين سنة، ذلك التحوّل للطاقة أدّى إلى أصل الحياة على الأرض. |
Pardon ama Dünya'daki yaşam için güneş çok gereklidir. | Open Subtitles | أعذرني و لكن الشمس تعتبر من أساسيات الحياة على الأرض |
Dünya üzerinde yaşam imkansız olacak. | Open Subtitles | فإن الحياة على الأرض ستصبح مستحيلة. |
Sürekli gelişen ve değişen Yeryüzündeki yaşamın, mutlak hâkimi oldular. | Open Subtitles | بتطوّرها وتغيّرها المستمرّ فكانت هيمنتها على الحياة على الأرض مُطلقة |
Dünya üzerindeki yaşamı, uzaylı avcısının el kitabı olarak kullanabiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا استخدام الحياة على الأرض بمثابة كتيب ارشادي لاصطياد الفضائيين |
Dünyadaki yaşam anlayışımızı değiştirmiş olan adalar... | Open Subtitles | الجزر التي حوّلت فهمنا عن الحياة على الأرض |
Onun ölümü, Dünya'daki hayatın da sonu olacak. | Open Subtitles | حيث سيكون موتها هو فاتحة نهاية الحياة على الأرض |
Afrika, biz ortaya çıkmadan iki milyon yıl önce Dünya üzerindeki yaşam yepyepi bir çehre kazanıyor. | Open Subtitles | أفريقيا, قبل 2 مليون عام من زمننا وقد جلبت الحياة على الأرض وجها جديدا |
Aslında 2014'te yaptığım TED konuşmasında bir cümle ile çıkış yapmıştım: "Biyolojik çeşitlilik dünyadaki yaşamın temeli." | TED | وفي الواقع، في محادثة TED التي أَلقيتُ في عام 2014، خرجت بجملة واحدة: "التنوع البيولوجي يدعم الحياة على الأرض". |
Öncelikle, Dünya'daki yaşamın tümü enerjiye ihtiyaç duyar. | TED | من جانب، تحتاج كل أشكال الحياة على الأرض إلى الطاقة. |
Ayrıca Dünya'daki yaşamı sürdürmek için de çok önemlidir. | Open Subtitles | هذا هام أيضاً للحفاظ على الحياة على الأرض. |
dünya üzerindeki yaşamın çoğunu dolaşım sistemi olarak görebilirsiniz ve Güneş bizim atan kalbimiz. | TED | يمكنكم اعتبار معظم الحياة على الأرض كنظام الدورة الدموية، والشمس هي قلبنا النابض. |
Kendi Ay'ımız olmasaydı, Dünya'da yaşam hiç bir zaman gelişemeyebilirdi. | Open Subtitles | دون قمرنا، لربما لم تنشأ الحياة على الأرض |
Mars'ta geçirilecek hayatın zor olacağının farkındayım ama Dünya'daki hayat da piknik yapmak gibi kolay sayılmaz. | Open Subtitles | الآن، أعلم أن الحياة على المريخ ستكون صعبة لكن الحياة على الأرض هنا ليست نزهة أيضاً |
Ve bu gibi yerler, yeryüzünde hayatın başladığı yerler olabilir. | Open Subtitles | و أماكن مثل هذه قد تكون الأماكن التي بدأت فيها الحياة على الأرض. |
Dünya'daki yaşam dahada zengin olacak. Eğer bu tüm ortak değerlerimizi hatırlarsak. | Open Subtitles | ستكون كل الحياة على الأرض أثرى عندما نختار أن نتذكر كل ما نتشاركه جميعاً. |
Dünya üzerinde yaşam mümkündür. | Open Subtitles | الحياة على الأرض ممكنة فقط |
Yeryüzündeki yaşamın hikâyesi 4,5 milyar yıl önce başladı. | Open Subtitles | بدأت قصّة الحياة على الأرض قبل 4.5 بليون عام |
Dünya üzerindeki yaşamı mümkün kılan Güneş işte bu. | Open Subtitles | إن الشمس هي التي تجعل الحياة على الأرض ممكنة. |
Kristali alacak ve bu dünyayı yok edecek. | Open Subtitles | ستجعله يخرج الكريستالة وستنتهي الحياة على الأرض |