hayvanların buraya gelmediklerini söylemiştin. Hayvanlar o pınarı, su içmek için kullanmıyorlar. | Open Subtitles | أظنكِ قلتي أن الحيوانات لا تأتي هنا لا تشرب الحيوانات من الينبوع |
Bu hayvanların bazıları çevrelerine evrimsel olarak uygun olan sabit özelliklere sahip olmaları yüzünden yarar sağlarlar. | TED | تستفيد بعض هذه الحيوانات من خلال وجود خصائص ثابتة التي تتناسب تطورياً مع بيئاتهم. |
Erkeklerin yorgunluktan yavaş yürüdüğü, ve hayvanların açlıktan böğürdüğü bir köyde. | Open Subtitles | فى قرية يسير فيها الرجال ببطئ من شدة التعب و تصرخ الحيوانات من الجوع |
Neden o hayvanları arabadan çıkarmıyorsun ve biz de biraz kokteylle başlayalım? | Open Subtitles | لماذا لا تذهب وتأتي بتلك الحيوانات من السياره و سنجهز بعض الكوكتيل؟ |
Ancak bir süre sonra aslında ışık saçan hayvanları saçtıkları ışığın şeklinden tanıyabildiğimi fark ettim. | TED | لكني بدات ادرك اني في الواقع استطعت تمييز الحيوانات من خلال نوع الومضات التي تحدثها. |
Bir şey inşa etmiyorlar. Bu hayvanları buradan götürüyorlar. | Open Subtitles | لن يشيدوا شيئا إنهم يأخذون هذه الحيوانات من هنا |
Araştırmalar için hayvanların katledilmesinin savunulduğu gösteren üç farklı tartışma programı gördüm. | Open Subtitles | شاهدتك في ثلاثة برامج حوارية مختلفة تدافع عن ذبح الحيوانات من أجل الأبحاث |
hayvanların insanlardan daha az değerli olduğu yargısına sahipsiniz. | Open Subtitles | أنت تصدر حكما أن تلك الحيوانات من القيمة أقل من البشر |
Dinleyin, kozmetik testlerde hayvanların deney olmasını yasaklatacağım. | Open Subtitles | سوف أقوم بحظر الإختبارات على الحيوانات من أجل مستحضرات التجميل |
Rwenzorilerin birkaç km ötesinde... hayvanların vahametini çekmeye gitti. | Open Subtitles | مجرد بضعة مئات من الأميال من روينزوريس، لتصوير محنة الحيوانات من هناك، |
Söylenene göre ağaç kesmek derin yerlerdeki hayvanların yer değiştirmesine sebep oluyor. | Open Subtitles | قال أن عملية قطع الأشجار أزاحت الحيوانات من المناطق العميقة. |
Bu hayvanların birbirlerini öldürmesini durdurabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | ظننت أن بوسعك إيقاف هؤلاء الحيوانات من قتل بعضهم البعض |
1970'lerde bir Panama tropikal ormanında bir araştırma yapıldı ve tembel hayvanların sayıları en fazla büyük hayvan oldukları gösterildi. | TED | هنالك دراسة أجريت فى سبعينيات القرن العشرين في غابة استوائية بنمية وجدت أن حيوانات الكسلان كانت أكثر الحيوانات من حيث العدد |
Onu yemek isteyen hayvanların cesaretini kırmak için bir savunmadır. | Open Subtitles | انه الدفاع لردع الحيوانات من أكلها. |
"Madagaskar" filmlerindeki hayvanların gösteren... | Open Subtitles | وشارك فيها الحيوانات من فيلم مدغشقر |
TV de oynamış ve artık sevimliliği kalmamış hayvanları alıyorlar. | Open Subtitles | يأخذون إليه الحيوانات من الأفلام والبرامج التلفزيزنية التي لم تعد ظريفة |
- hayvanları öldürüyorsa zaten öldürme dürtüleri olduğu ortada, bunu bulunca da bunların normal olduğunu düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | و هذا ما وجده كان يقتل الحيوانات من الواضح تواجد نزعات للقتل لديه |
Taşıcıyı elemanımızdır hayvanları müşterilerden alır, sonra da geri bırakır. | Open Subtitles | إنه من يهتم بالحيوانات هنا يأخذ الحيوانات من الزبائن ويرجعها لهم بنفسه |
hayvanları kafeslerden kimin çıktığını kimse anlayamadı. | Open Subtitles | ولم يتم إتهام أحد بإخراج الحيوانات من الأقفاص |
Bence hayvanları sirkten çıkarabilirler, ama hiç kimse sirkten hayvanları çıkaramaz! | Open Subtitles | سأقول بأنهم بإمكانهم أن يخرجوا الحيوانات من السيرك و لكنهم لا يستطيعون أن يخرجوا الحيوانات من السيرك |