...Haeckel izleri, camın dışında sağa doğru açılar oluşturur. | Open Subtitles | تتشكل العلامات بزاوية يمنى إلى الجهة الخارجية من النافذة |
Hiç birşey, galaksimizin dış kıyısında olması dışında. | Open Subtitles | لا شيء، ما عدا الحقيقة هي على الحافة الخارجية من مجرتنا |
Biri kutuların dışında ki numaraları değiştirmiş. | Open Subtitles | شخص ما قام بتغيير الأرقام في الجهة الخارجية من الحاويات. |
Deri hücrelerinin dış tabakası, kabuğu örten sert sırt pulu olarak bilinen pulları üretir. | TED | الطبقة الخارجية من خلايا الجلد تُخلّف النطاقات، وتُعرف بالترس، التي تغطّي الدرع العظْميّـة. |
Ancak bugünlerde, çoğu dış taban, doğal kauçuk, kömür ve yağdan elde edilen yan ürünlerin sentetik bir karışımı ile yapılıyor. | TED | ولكن اليوم، تُصنع معظم النعال الخارجية من مزيج صناعي من المطاط الطبيعي والمنتجات الثانوية من الفحم والزيوت. |
Onlar herhangi deney sahasının dışında çalışırlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون على الحافة الخارجية من أي قاعدة خبره |
Ama bu, çerçevenin odanın dışında kalan kısmıydı. | Open Subtitles | -كلا لكن تلك القطعة أتت من إطار باب في الجهة الخارجية من غرفة النوم |
İnsan derisinin dış katmanı... yassı ve pullu epitel hücrelerden oluşur. | Open Subtitles | رقم تتكون الطبقة الخارجية من البشرة البشرية فقط من الخلايا الظهارية الحرشفية بالارض. |
Görünüşe göre virüs sadece derinin dış yüzeyine yerleşmiş ve ilçe yetkilileri de yayılmasını önlemek için zorunlu test ve aşılama yapıyor. | Open Subtitles | يبدو أن الفيروس يستعمر الطبقات الخارجية من الجلد وأمرت المقاطعة بفوحصات إلزامية ولقاحات لتوقفه من الإنتشار |
Kimseyi görmeseniz de dış kapılardan birinin kendiliğinden açıldığı oldu mu? | Open Subtitles | على الرغم من أنك لم ترى أى أحد هل فُتح أي من الأبواب الخارجية من أنفسهم ؟ |
Hayır, bağımlılıktan uzak durduğum şu zamanda... bir kadının dış görünüşünü fark etmiyorum bile. | Open Subtitles | لا، رجل، عند هذه النقطة في اعتدال بلدي، وأنا لا حتى إشعار الجهات الخارجية من امرأة. |