Jordan, 4400 için harika şeyler yaptın, ama burada yanlış yoldasın. | Open Subtitles | جوردون ، لقد قمت بأشياء عظيمة للـ 4400 و لكنك على المسار الخاطئ هنا |
Biliyorum ama ben burada yanlış değilim. | Open Subtitles | اعلم انني لست الخاطئ هنا |
Ben, sanırım yanlış bir izlenime kapıldın. | Open Subtitles | ـ بِن ، أعتقد بأن لديك الإنطباع الخاطئ هنا |
Şüphesiz yanlış bir yaklaşım seçmişim. | Open Subtitles | في الحقيقة انا اخذت الاسلوب الخاطئ هنا |
Ama yanlış bir karar verirseniz, Sylvia'yı acılı ve yavaş bir ölüme mahkum edeceksiniz. | Open Subtitles | ولكن إتخذ القرار الخاطئ هنا وستحكم على (سيلفيا) بموت مؤلم ودائم. |