Sanat satan bir hurdacı mı, hurda satan bir sanatçı mı? | Open Subtitles | رجل الخردة الذي يبيع فن أو الفنان الذي يبيع الزبالة ؟ |
Hemen hurda yerine geri döndüm ancak karavan orada değildi. | Open Subtitles | لذا على الفور.. عدتُ إلى ساحة الخردة لكن المقطورة اختفت |
Bu boktan şey paramı aldı! Paramı geri istiyorum! | Open Subtitles | هذه الخردة أخذت مالي أريد استعادة مالي اللعين |
Boğazında bir sürü çöp birikmiş desem daha doğru olur. | Open Subtitles | هناك الكثير من الصمغ والكثير من الخردة والحطام حول حنجرته |
Babana sürekli bu hurdayı satıp biraz para kazanmasını söylüyordum ama hiçbir şeyi elinden çıkarmazdı asla. | Open Subtitles | كنت دوماً أطلب من والدك أن يبيع هذه الخردة ويجني بعض المال ـ لكنه لم يرمي أي شيء بعيداً ـ أجل، ماعدا عائلته |
Evet o külüstür için şikayet eden bir ben varım sanıyordum. | Open Subtitles | أجل، اعتقدت أنني الوحيدة التي أذاقته الأمرين بشأن قطعة الخردة تلك |
Bu hurda daha hızlı gidemez mi? | Open Subtitles | ألا يمكن لقطعة الخردة هذه أن تُسرع أكثر؟ |
Şu deliklere baksana, ha? Şu çakıl yığınlarına, kum yığınlarına, hurda yığınlarına. | Open Subtitles | أنظر إلى تلك الثقوب ولديك كومة الحصى وأكوام الرمل وأكوام الخردة |
Bu hurda yığını yüzünden, tasarruf yapmak zorunda. | Open Subtitles | نعم، يجب عليه الآن أن يدخر، ليدفع ثمن كومة الخردة هذه |
Hey, bu hurda daha hızlı gidemez mi? | Open Subtitles | يا، ألا تستطيع أن تحرك هذه الخردة أسرع من ذلك تحرك أسرع؟ |
Hırsızlar Mertle's Acres hurdalığından sürekli hurda çalıyorlardı. | Open Subtitles | عندما كان اللصوص يسرقون الخردة من مخزن هذا الرجل |
Canı sağ olsun. Haklıydı. O boktan bir araba. | Open Subtitles | لا بأس، فهو محق تلك السيارة ليست سوى قطعة من الخردة |
Eğer böyle bir çölde yol tepeceksen bu boktan daha iyi bir araba, lazım sana. | Open Subtitles | أنت تحتاج الى سيارة , وسيارة أفضل من قطعة الخردة تلك اذا كان لديك اى أمل فى عبور هذه الصحراء |
Çoğu katador bağımsız çalışıyor, sokaklardan çöp toplayıp, çok düşük fiyatlara hurdalıklara satıyorlar. | TED | معظم جامعي النفايات يعملون بشكل مستقل يجمعون النفايات من الطرقات، ومن ثم بيعها في ساحات الخردة بأسعار رخيصة للغاية |
Bunun gibi bir hurdayı niye kiraladı? | Open Subtitles | لماذا قد تقوم بإستئجار قطعة من الخردة كتلك ؟ |
Evet o külüstür için şikayet eden bir ben varım sanıyordum. | Open Subtitles | أجل، اعتقدت أنني الوحيدة التي أذاقته الأمرين بشأن قطعة الخردة تلك |
Şu otobüs dediğin bok çuvalında onu aramayı kimse akıl etmez. | Open Subtitles | لن يفكر أحد في البحث عنها في الخردة التي تسميها حافلة |
Sadece bu ıvır zıvırı yol boyunca taşımak istemedim. | Open Subtitles | لم اكن لاحمل تلك الخردة معنا طوال الرحلة |
Doğru. Evet Chewie, bakalım bu teneke yığını neler yapabiliyor. | Open Subtitles | حسناً، "تشيوي"، لنرى مايمكن لهذه الخردة أن تفعله. |
Bu külüstürü benim süreceğimi sanmıyordun ya? | Open Subtitles | أنت لم تظن بأنني سأقود هذه الخردة, أليس كذلك؟ |
- lanet olsun adam Poseidon hurdalığa atılmak için fazlasıyla iyi. | Open Subtitles | أمرك بذلك ان بوسيدون سفينة فاخرة و يجب الا تدفعها بسرعة الى باحة الخردة فى اخر رحلاتها |
Şu hurdaya bak! Kutudan çıkarır çıkarmaz kırılır bunlar. | Open Subtitles | انظر لهذه الخردة تنكسر أول ما تخرجها من غلافها |
Şu arabayı bir otoparka bırakıp polislerin tanımadığı bir araba almak istiyorum. | Open Subtitles | ..سنترك كومة الخردة هذا في المركن ونأخذ سيارة لا تعرف الشرطة شكلها |
Ama o döküntüyü bunun gibi kullanamazsın. | Open Subtitles | لماذا تحتاج هذه الخردة ولديك سيارة كهذه؟ |
İnsanlar çevreyi önemsediği için bu dandik şeyi satın almıyorlar. | Open Subtitles | لا يشترون هذه الخردة لأنهم يهتمون بالبيئة |
Etrafta bir sürü eski otomotiv parçası öylece yatardı. | TED | وكان لديه عدة اجزاء من تلك السيارات مرمية هنا وهناك .. الخردة الغير مستعملة |