"الخطيئة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• günah
• günahı
• günahın
• günaha
• günahtır
• günahlar
• günahtan
• günahları
• Günahların
• günahkar
• günahlardan
• günahla
• günahkâr
• suçluluk
• günahını

Tamam, görünüşe göre o günah topları bizim düşündüğümüzden hızlı çalışıyormuş.
حسناً، لقد اتضح أن كرات الخطيئة مفعولها أسرع مما كُنّا نتوقع

Bahse varım birçok insan annelerinden nefret etmenin günah olduğuna inanır.
أراهن أن معظم الناس يعتقدون أنه من الخطيئة أن تكره أمّك.

günah mağarasına girebileceğimizi ve zararsız çıkabileceğimizi düşündük ama çok zarar verdik.
ظننا أن بوسعنا دخول جبّ الخطيئة ونخرج سالمين لكننا في المقابل تلوثنا

İlk İspanyol Cumhuriyetinin birincil günahı kurumlardaki kangreni konuşmalarla tedavi etmeye çalışmasıydı.
الخطيئة الأساسية للجمهورية الإسبانية الأولى... هي محاولتها معالجة فساد... المؤسسات عبر الخطابات

günahın izleri mi, yaşlılığın izleri mi.
علامات الخطيئة أم علامات التقدم في العمر

Artık günaha girmeyeceğim ve şeytanın ayartmalarından kaçınacağım.
أنـا أُصمم على الإبتعـاد عن الخطيئة من الآن وأن أتفـادى وسوسة الذنب

günah haftamız sadece beni ikna etme planının bir parçasıydı.
وأسبوع الخطيئة الذي قضيناه معاً كان جزءً من خطته لإقناعي

Büyükailen bir günah içinde yaşıyor çünkü büyükbaban evlenme teklif etmemiş.
يعيش جديكِ في الخطيئة لأن جدكِ لا يريد أن يطرح السؤال

Dante bilhassa kilisenin kendi ailesine yaptığı önlenemez iltimas ile günah affı gibi dini ayrıcalıkların alınıp satıldığı dinsel görevleri satmasını sevmiyordu.
وكان يكره بشكل خاص المحسوبية المستشرية وممارسة السيمونية، وشراء وبيع التمييزات الدينية مثل العفو عن الخطيئة.

Bu yüzden günah işlemeye zorlandım. Yaşamak için günah işlemek. Sağ kalabilmek için günah işlemek.
ولهذا أرغمت على إرتكاب الخطيئة، أُرغمت على الخطيئة من أجل لقمة العيش. أُرغمت على الخطيئة من أجل لقمة العيش.

Ve tek ölümcül günah da fakirliktir.
و الخطيئة المُهلكة الوحيدة هى ان تكون فقيرا

Şeytan belki buradadır, biz onu uyup günah ileriz, ve ya onu karşı çıkarız.
يجب ان يكون الشيطان موجود سيكون لنا بذلك فرصة لاختيار الخطيئة او الصواب

günah benim di. Onun yerine neden beni almadın,?
لقد كانت الخطيئة خطيئتى لماذا لم تصبنى أنا ؟

Oğlum, sen hep günah içinde yaşamışsın.
ولكن أنت يا بني عشت طيلة حياتك في الخطيئة

2-3 yaşındaki bir çocuğun ne günahı olabilir ki?
ما هي الخطيئة التي عملها طفل في الثانية من عمره ليموت؟

Doğal olmayan hareketin iblis yüzünden olduğunu sanmıştım ama günahın işadamının iyi karakterine saldırmasından olmalı.
لكنها كانت إشارة لوجود الخطيئة هناك تعمل ضد طبيعة رجل الأعمال

Arzularımın peşine düştüm ama sizinle yaptığım şey beni günaha sokuyor.
أنا مشتت بالرغبة يخبرني بأن ما أفعله معكِ هو الخطيئة

Sizler için belki. Ama benim için en büyük günahtır.
ربما أنتم قد تفعلون، هذا هو ما أعتبره الخطيئة الأساسية

Sadece yaşamlarında ve ölümlerinde günahlar tarafından esir alınmış insanlar olduklarını.
فقط بأنهم كانوا بشراً دمرتهم الخطيئة في الحياة وحتى الممات

O adam günahtan başka bir şey veremez sana.
هذا الرجل ليس لديه ما يعطيه لك سوى الخطيئة

Ölümü hak ettikleri günahları da budur.
وهذه هي الخطيئة التي لأنهم يستحقون الموت.

Asıl Günahların vaftizmle arındırılmasıyla,
تبدأ عندما تُغسل الخطيئة الأصلية بماء المعمودية

"Yüce Tanrı, hoşuna gitmeyecek günahkar davranışları görür.
أيها الرب القدير، الذي يرى الخطيئة التي أهانته على الأرض

Kendi mahvoluşumun beni günahlardan kurtarması gerekiyordu.
إنَّ التحطيم الذاتي للنفس كان يُفترَض أن يجلب لي السلام من الخطيئة

1600'lerde geçen bir aşk hikayesi. günahla ilgili.
قصة رومانسية تدور في القرن السابع عشر تتحدث عن الخطيئة

günah bizim için doğaldır, çünkü içimizde vardır... günah işlediğimiz için günahkâr değiliz... yeter ki günahkâr olduğumuz için günah işlemeyelim.
الخطيئة تأتي معنا منذ ولادتنا أي أن الخطيئة موجودة فينا نحن لسنا مذنبين لأننا نخطيء بل نحن نخطيء لأننا مذنبين

Utanç hakkında anlaşılması gereken şey, onun suçluluk olmadığı. Utanç benlik üzerine yoğunlaşır, suçluluk ise davranış.
مايجب علينا أن نفهمه بأن العار ليس خطيئةً. العار تركيز على الذات، الخطيئة هو تركيز على التصرف.

Pekala, hangi ebeveyn günahını işledin?
اوكي ما هي الخطيئة الوالدية التي علقت عليها؟