Yüz özellikleri belirgin. Gözler çok ayrık, orantısız Burun delikleri. | Open Subtitles | سمات مميّزة الوجه ، ومجموعة عينين واسعة غير متناظرة الخياشيم |
Burun deliklerine kancalar sokup beyni çıkardılar. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك أدخلوا الخطافات في الخياشيم ومن ثمة سحب الدماغ |
Dış Solungaçları, oksijen açısından fakir suda nefes almasına yardım eder. | Open Subtitles | الخياشيم الخارجية ، تساعدهم علي التنفس في الماء الذي يكون فقيراً بالأوكسيجين علي وجه الخصوص. |
Vatoz Solungaçları Çin'deki geleneksel ilaç dükkanlarına ve kurutulmuş deniz mahsülleri marketlerine geliyor. | Open Subtitles | انتهت الخياشيم من أشعة مانتا يصل في جميع متاجر الطب الصيني التقليدي ومخازن جافة المأكولات البحرية. |
Onların soyundan gelenler karaya çıktıkları zaman, solungaç solunumdan, akciğer solunumuna geçtiler. | TED | وعندما انتقلت أحفاد تلك الحيوانات للأرض، انتقلت من التنفس باستخدام الخياشيم إلى التنفس من خلال الرئتين. |
Nemli kaldıkları sürece, bu ciğer gibi solungaçlarla yengeçler günlerce suyun dışında kalabilirler. | Open Subtitles | طالما بْقُوا رطبين، هذه الخياشيم مثل الرئة تمكن السرطانات من البقاء خارج الماء لعدة أيام في المرة. |
neredeyse kıpırdamazlar, solungaçlarına su yollamak dışında. | Open Subtitles | بالكاد تتحرك الا للحفاظ على تدفق المياه من خلال الخياشيم, |
O zaman kaskı al. Bayan Martian, solungaçlarını tak ve balık adama yardım et. | Open Subtitles | إذا تولى القيادة , الآنسة مارشن , جهزي الخياشيم وساعدي لغون بوي |
Burun deliğinin altına tek bir darbe Burun deliğini açar. | Open Subtitles | انتقاد واحد تحت الخياشيم يوفر مسار حاسة الشم البشرية |
Gururlu göğüsler. Ateşli Burun delikleri. | Open Subtitles | مع جنوبهم الضخمه ودلع الخياشيم |
Şimdi fark ettim. Burun kanatlarınız Elrod'dan daha kabarık. | Open Subtitles | فهمت , لديك توجه أكثر في " الخياشيم من " إيلرود |
Yer ekibindeki koca Burun delikleri olan kız. | Open Subtitles | وتلك الفتاه ذات الخياشيم من طاقم الأرض |
Derek'le flört ettiğimi biliyorum, ama bu yaptığın Burun deliğine kan sürmek gibi. | Open Subtitles | (أعلم أني أغازل (ديريك لكن هذا مثل دم الحيوان الموجود في ذوات الخياشيم |
Burun delikleri hazır. Bunu yapıyoruz. | Open Subtitles | الخياشيم جاهزة للتعاطي |
Solungaçları yok. | Open Subtitles | الخياشيم مفقودة. |
Solungaçları. | Open Subtitles | الخياشيم. |
Solungaçları alacağım. | Open Subtitles | سآخذ الخياشيم. |
Üst dudağımızın kenarı, çenemiz ve damağımız ilk oluştuklarında boynumuzda yer alan solungaç benzeri yapılardı. | Open Subtitles | جانب شفتك العلوي، وفكك وحنكك.. بدأت حياتها هياكل تشبه الخياشيم حول رقبتك. |
Onların yeşil solungaç insan ve burada yaptığı insanlık sahte çiftleşme emniyet. | Open Subtitles | ذاك البشري ذو الخياشيم الخضراء إنه يحافظ على السلالة التزاوجية هنا |
Ve neler döndüğünü anlamak istedim oturdum ve solungaçlarını kesişlerini izlemeye başladım... | Open Subtitles | وأردت فقط أن أعرف ما كان يحدث، ثم بدأ لتر يراقبهم الاستغناء عن الخياشيم. |