Görünüşe bakılırsa benim başkanla aram senden daha iyi, orospu evladı. | Open Subtitles | يبدو إنني لدي نفوذ أكثر منك لدى الرئيس , أيها الداعر |
Bu bizim kavgamız. Bu orospu çocuğunun kazanmasına izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | هذه معركتنا، لقد قطعنا شوطًا .كبيرًا لندع هذا الداعر ينتصر |
Olly, Lanet olası vücudundaki her delikten kan kaybetmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد كلّ فوهة في جسده الداعر تَمتلىء باللون الأحمر |
Ona bunu yapan şerefsiz toprağın altına girene kadar, o, toprağın üzerinde kalacak. | Open Subtitles | وسيبقى فوق الأرض حتى ذلك الداعر الذي فعل هذا لن يبقى حياً بعد. |
Aç şu kahrolası kapıyı, kedi amcığı! | Open Subtitles | افتحي هذا الباب الداعر بمهبلك أيتها الملعونة |
Tamam, bu piç kurusunu öldürmeyeceğim ve kızının kalbi kırılmayacak mı? | Open Subtitles | إذا ماذا؟ لا اقتل هذا الداعر لكي لا يفطر قلب ابنتك؟ |
Haydi, Siktiğimin Zulu puştları! Gelin Siktiğimin puştları! Erkekseniz gelin! | Open Subtitles | تعال هنا ايها اللعين انا اريدك انت ايها المهبل الداعر |
Altı buçuk saatten beri onun içindeyim, seni orospu çocuğu. | Open Subtitles | لقد كنت هناك لـ مدة ست ساعات ونصف أيها الداعر .. |
Bu orospu çocuğunu şafak sökmeden nezarethane yollamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد لهذا الداعر أن يكون خلف القضبان قبل الفجر، أو قبل ذلك. |
İngilizce konuş, orospu çocuğu. Dilini bilmiyorum. | Open Subtitles | بالإنجليزيّة، أيّها الداعر لا أتكلّمُ لغتـك |
Karımı beceren o orospu çocuğunu bulmama yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | بحاجة منك أن تعثر على الداعر الذي يعاشر زوجتي |
Yaşıyorum, seni orospu çocuğu! | Open Subtitles | أنا على قيد الحياة، أيّها الداعر. هل تسمعني؟ |
Ollie, Lanet bedenindeki her deliğin kırmızıya dönmesini istiyorum! | Open Subtitles | أريد كلّ فوهة في جسده الداعر تَمتلىء باللون الأحمر |
- Ve zamanınıda biliyoruz! - Sen Lanet aklını oynatmışsın! | Open Subtitles | وحصلنا على إطار زمني واغلق عقلك الداعر هذا |
- Lanet vücudu ortaya çıktı ! Onu geri koydum. | Open Subtitles | جسمها الداعر سقط من التابوت حسنا سيرجعونها بداخله |
O şerefsiz babasıyla ortak velayet hakkımız var artık. Senin sayende. | Open Subtitles | حضانة بالمناصفة مع والده الداعر .والفضل كُل هذا يعود لك |
Size kahrolası telefona çıkmanızı söylememi belirtti. | Open Subtitles | تستطيع قل له أن يجيب التليفون الداعر أخبرني أن اقول لك أن تجيب التليفون الداعر |
Seni aptal piç. Git de kendine sandalet al. Gitte sandalet al. | Open Subtitles | أيها الغبي الداعر اذهب و اشتري خُفاً خشبياً |
Bu Siktiğimin elemanını yarın öldürmen gerekiyor biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعرف بأنّك يجب أن تقتل هذا الرجل الداعر غدا، حقّ؟ |
kahrolası ruhsuz herif, Kral'ın muhasebecisi çıkıyor. | Open Subtitles | ثم فعلها ذلك الداعر اعتقد ان الفاعل محاسب الملك من ؟ |
O aşağılık Koreliye, o karanlıklar prensine bu kadar borçlandığına göre, sen de uçmuş olmalısın. | Open Subtitles | وأنت رجل مجنون تدين ذلك الكوري الداعر أمير الظلام اللعين ذلك المقدار بالفعل، |
Serbest piyasanın tokadının tadına bakmak üzeresin, sürtük. | Open Subtitles | أنت علي وشك أن تختبر مساوئ السوق الحرة أيها الداعر |
Bu piç kurusu çok çalışıp milyon dolarlar kazanıyor ve herifte, bende olmayan Lanet şöhret var, tamam mı? | Open Subtitles | ذلك الداعر, يعمل بجد يجني الملايين من الدولارات ولديه عبارة شهيرة |
Ona, Muriel cehennemde yan, kaltak, dedi deyin. | Open Subtitles | أخبروه بأن ميوريل تقول لك تعفن في الجحيم, أيها الداعر |
Şehirdeki tek kancık, bebeğim. Bay Harbor kasabı. | Open Subtitles | الداعر الوحيد بالمدينة يا عزيزي، سفّاح مرفأ الخليج |
Seni küçük fahişe. | Open Subtitles | أيها الداعر الحقير موتسارت في الأدغال |
Buraya Kurbağa denilen herifi yakalamaya geldim. | Open Subtitles | أسمع، جئتُ إلى هُنا كي أنال من هذا الداعر. |
Sikeyim seni, koduğumun saksocusu! | Open Subtitles | اللعنة عليك، ايها الداعر و الوجه المقيت! |