Merhaba zımba, kırmızı çok yakışmış. | Open Subtitles | مرحباً أيتها الدبّاسة اللون الأحمر رائع عليك |
Yaraya yakın küçük bir çöküntü vardı yani, tel zımba fırlatılmış. | Open Subtitles | هناك ضعف صغير قرب الجرح الذي يشير إلى أنّ الدبّاسة قد رُميَ. |
Genelde cinayet silahı için tel zımba kullanılmaz ve elbette, damar genişlemesi olduğunu da bilmiyorlardı. | Open Subtitles | لا أحد يستخدم الدبّاسة عادة كسلاح القتل. وهم بالتأكيد لم يكن بإمكانهم أن يعلموا أنّ لديها تمدّد بالأوعية الدموية. |
- Konuşmaya devam edersen, bu zımbayı kafana atacağım. | Open Subtitles | استمرّ بالحديث وسأقوم برمي الدبّاسة عليك .. |
Gary'ye rapor etmek için telefona gidiyordu ve tel zımbayı fırlattım. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى الهاتف لتقدّم بلاغ عنّا لـ(غاري). ورميتُ الدبّاسة عليها. |
Dükkana kaç kutu zımba sipariş versem diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أتساءل عن عدد علب دبابيس الدبّاسة التي سأطلبها لمتجري |
Bu yüzden tel zımba fırlattın. | Open Subtitles | لذا رميتِ الدبّاسة عليها. |
- Sen de ona tel zımba attın? | Open Subtitles | -لذا رميت الدبّاسة عليها؟ |