Sokar'a karşı kendini savunmayı umamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يأمل فى الدفاع عن نفسه ضد سوكار |
Öyleyse bana terkedilmiş fabrikada gezinebildiğini ve Saunders'a Saunders kendini savunmayı denemeden saldırdığını söylüyorsunuz. | Open Subtitles | حتى أنت تقول لي انه يمكن نزهة عبر المصنع المهجور سوندرز الهجوم ودون سوندرز حتى محاولة الدفاع عن نفسه. |
Yaptığı tek şey, kendi iş merkezinde kendini savunmaya çalışmaktı. | Open Subtitles | كل ما فعله كان الدفاع عن نفسه داخل مقر تجارته |
Gazeteci adam kendini savunmaya çalıştı mı? | Open Subtitles | هل حاول رجل الأنباء الدفاع عن نفسه ؟ |
Beni rahatsız eden lanet bir yalancı, pislik bir ibne olması kendini savunmak için hiçbir şey yapmamış olmasıydı. | Open Subtitles | ما أبالي بشأنه هو أنه كان كاذبا لعينا ورخيصا ولم يتمكن من الدفاع عن نفسه |
Jim, Batı'da bir erkeğin mutlaka kendini savunması beklenir. | Open Subtitles | هنا في الغرب، جيِم , الرجل ما زال يتوقّع الدفاع عن نفسه |
Mesela gücümü, İngiltere'nin bütün küçük çatışan krallıklarını tek çatı altında toplamak için kullandım artık onu tehdit etmeye veya yok etmeye gelen herkese karşı kendisini savunabilecek durumda. | Open Subtitles | مثلاً، لقد استخدمته لتوحيد ممالك إنجلترا) المتعاركة الصغيرة) وجعلتها كياناً واحداً ...قادراً على الدفاع عن نفسه أمام أي خطر قد يهددها أو يدمرها |
Ding, çeteye karşı kendini savundu. | Open Subtitles | دينغ تقاتل مع العصابة مُحاولاً الدفاع عن نفسه. |
Kendini savunamayan yaşlı bir adam. | Open Subtitles | رجل عجوز لا يمكنه الدفاع عن نفسه |
Ona gerçekten zarar vermek isteyen biriyle yüzleşmeden kendini savunmayı öğrenemez. | Open Subtitles | لن يتعلّم الدفاع عن نفسه حتى يواجه شخص يحاول إيذائه |
İnsan nasıl olur da... hayvanları seyrederek kendini savunmayı öğrenir? | Open Subtitles | كيف يستطيع الرجل أن يتعلم الدفاع عن نفسه بمراقبة الحيوانات تتصرف كالـ... |
- Ona kendini savunmayı mı öğretiyorsun? | Open Subtitles | -هل تدرّبه على الدفاع عن نفسه ؟ |
Hauser kendini savunmaya çalıştı sanırım. | Open Subtitles | حسبت أن (هاوزر) حاول الدفاع عن نفسه |
Cinayet ile suçlanan bir adam kendini savunmak ister. | Open Subtitles | أن رجلاً يحاكم بتهمة القتل ويريد الدفاع عن نفسه |
Müvekkilimin kendini savunmak için ifade verme hakkı var. | Open Subtitles | ،موكلي يريد الإدلاء بشهادته ...في الدفاع عن نفسه |
Karşımdakine her zaman kendini savunması ya da karşılığında bir şey önermesi için şans tanırım. | Open Subtitles | لا أحب اتهام أحد دون منحه فرصة الدفاع عن نفسه أو تقديم عرض بالمقابل |
Mesela gücümü, İngiltere'nin bütün küçük çatışan krallıklarını tek çatı altında toplamak için kullandım artık onu tehdit etmeye veya yok etmeye gelen herkese karşı kendisini savunabilecek durumda. | Open Subtitles | مثلاً، لقد استخدمته لتوحيد ممالك (إنجلترا) المتعاركة الصغيرة وجعلتها كياناً واحداً قادراً على الدفاع عن نفسه... أمام أي خطر قد يهددها أو يدمرها |
Saldırıya uğradı ve kendini savundu. | Open Subtitles | وأعتدي عليه وحاول الدفاع عن نفسه |
Kendini savunamayan yaşlı bir adam. | Open Subtitles | رجل عجوز لا يمكنه الدفاع عن نفسه |