Resmi onlara göstererek en derin duygularını ifade ediyor. | Open Subtitles | بعرض الصورة عليهن، يكشف عن نواياه الدفينة |
Evleri, işleri ya da alışkanlıkları değil... Ama onların en derin, gerçek özleri. | Open Subtitles | ليس منازلهم، أو وظائفهم، أو عاداتهم، لكن هويّاتهم الدفينة الصادقة |
Belki de tam ihtiyacın olan şey serumu en derin arzularına erişmek için kullanmaktır. | Open Subtitles | ربّما استخدام ذلك المصل للتواصل مع رغباتك الدفينة هو بالضبط ما تحتاجه |
Virüs bana en derin arzularıma nasıl teslim olacağımı gösterdi. | Open Subtitles | لقد أظهر لي الفيروس كيف أستسلم لرغباتي الدفينة |
Senin en derin, en karanlık sırlarını bilen ama "Hey, bu kızdan hoşlanıyorum!" diyebilecek birine ihtiyacın var, | Open Subtitles | لا ، أتعرفين ، أنتِ تحتاجين .. إلى شخص .. يعرف أسراركِ الدفينة ، والمُظلمة .. ولا يزال يقول " أنا أحب تلك الفتاة " |
Barbara Eden'ın bedenini almak yerine en derin ve karanlık arzularına bürünür. | Open Subtitles | "لكن بدلًا من إتخاذ شكل "باربرا أيدن إمرأة جميلة المظهر يقومون بإظهار أنفسهم بشكل رغبتك العميقة و الدفينة و الحالكة |
ve seni en derin arzularına gönderir. | Open Subtitles | وتحوله إلى رغبتك الدفينة |