Parçalanmış kaslarını bir araya getiremem, kaybettiği kanı yerine koyamam. | Open Subtitles | لااستطيع جمع لحم ممزق ثانية ولا استعادة الدم الذي فقده |
Üzerindeki kanı analiz ettikten sonra, NIS benimkine uyduğunu doğruladı. | Open Subtitles | بعد تحليل الدم الذي عليها، اتضح أنه يطابق حمضي النووي |
Bunlar başkalarına karşı şiddet kullananlardır ve döktükleri kanın içinde sonsuza dek haşlanacaklardır. | Open Subtitles | للذين قاموا بإستخدام العنف ضد الآخرين يغلون إلى الأبد في الدم الذي أراقوه |
Arabadaki kanın bir kadına ait olduğunu nereden biliyor? | Open Subtitles | كيف عرف أن الدم الذي في السيارة جاء من إمرأة؟ |
Ama onu çıkardığında beynine giden Kan akışını 5 saniyede kaybedersin. | Open Subtitles | ثم ستفقد كل الدم الذي يجري في دماغك، خلال 5 ثواني |
- Senin üzerinde bulduğun kana dayanarak cesetlerin onun arabası ile taşındığını ispatlayabiliriz. | Open Subtitles | أنه نقل هذه الجثث بسيارته بالارتكاز على الدم الذي وجدته |
İkisinin de kaybettiği o kadar kanla hiçbir şekilde uzaklaşmış olamazlardı. | Open Subtitles | حسناً، مع كمية من الدم الذي خسرها الإتنان كانا يعانيان لايمكنهما الذهاب لأبعد من ذلك |
Ama Isaak Sirko, kendisini Kolombiyalı cinayetlerle ilişkilendiren delili ortadan kaldırmanı istiyor. | Open Subtitles | لكنّ (آيزك سِركو) يريدكَ أن تضيّع دليل الدم الذي يربطه بجرائم الكولومبيّين |
Şimdi bu iğneyi kalbine baskı yapan kanı kurutmak için göğsüne sokacağım. | Open Subtitles | سأقوم بوضع هذه الابره داخل صدرك حتى أصرف الدم الذي يؤذي قلبك |
Eğer acı devam ederse bir sağlıkçı en iyi bilinen tedavi yöntemini uygulardı: sözde enfekte kanı boşatmak için kafatasında küçük bir delik açmak. | TED | وإذا استمر الألم، يقوم ممارس طبي بإجراء أفضل علاج معروف: حفر ثُقب صغير في الجمجمة لتصريف الدم الذي كان يُعتبر ملوثًا. |
Borsacınızın şişe kapağındaki kanı inceliyorum. | Open Subtitles | قومي بتحليل ذلك أنا أقوم بتحليل الدم الذي كان على غطاء الزجاجة من سمسار البورصة ما هو إطارك الزمني؟ |
Mendildeki kanı başka bir örnekle karşılaştıracak mıyım? | Open Subtitles | الدم الذي على المنديل هل هناك أي شيء يمكن مقارنته به؟ |
Şişede bulduğumuz kanın profesöre ait olduğunu nereden anladın? | Open Subtitles | كيف عرفت أن الدم الذي وجدناه في القارورة كان للبروفيسور ؟ |
Zaten dökülmüş olan kanın heba olmaması için, daha fazla Kan dökmekten başka çaremiz yok. | Open Subtitles | ,لكي لا يهدر الدم الذي أريق ليس لنا خيار غير أن نريق المزيد من الدماء |
İkinci kurbanın tırnaklarında bulunan kanın katille uyumlu olmasını umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن يكون الدم الذي وجدناه تحت أظافر الضحية الثانية للقاتل. |
Başkalarına karşı zorbalık yapanlar, sonsuza kadar döktükleri kanın içinde kaynayacaklar. | Open Subtitles | للذين قاموا بإستخدام العنف ضد الآخرين يغلون إلى الأبد في الدم الذي أراقوه |
Oğullarınızın Kan damarları küçücük musluklar gibi ancak kaybedilecek çok Kan var. | Open Subtitles | الأوعية الدموية لطفليكما مثل الحنفيات الصغيرة مع الكثير من الدم الذي سينزف. |
Bunlardan bir tanesi çoklu sklerozun semptomlarını azaltıyor. Diğeri de T-tipi hücreli lenfoma denilen bir çeşit Kan kanserini iyileştiriyor. | TED | واحد من هذا يسكن أعراض تصلب الأنسجة المتعدد؛ والآخر يعالج نوع من سرطان الدم الذي نسميه لمفوما الخلايا التائية. |
Ama bu yapraklarda bulunan kana da uyuyor. | Open Subtitles | لكنه أيضاً يطابق الدم الذي وجد على هذه الأوراق |
kana ihtiyacı var. İstediğim 0-negatif nerede? | Open Subtitles | هو بحاجة إلى الدم أين الدم الذي طلبته ؟ |
Sana yardım ediyorum çünkü tüm o kanla köpek balıklarını harekete geçirmeye başlayacaksın. | Open Subtitles | حسناً, سأقوم بذلك لأنك ستبداً بجذب سمك القرش إلينا بكل ذلك الدم الذي تنزفه |
Isaak Sirko, kendisini Kolombiyalı cinayetlerle ilişkilendiren Kan delilini ortadan kaldırmanı istiyor. | Open Subtitles | يريدكَ (آيزك سِركو) أن تضيّع دليل الدم الذي يربطه بجرائم الكولومبيّين |