Bu sanki, şişman bir kızın üstünde başka bir kızla sevişmek gibi.. | Open Subtitles | هو مثل ممارسة الجنس مع فتاة على رأس فتاة الدهون حقا آخر، |
Bilardo oynayalım, şişman adam. | Open Subtitles | دعونا تجمع تبادل لاطلاق النار، ورجل الدهون. |
Bu bebek öyle küçük ki onu sıcak tutacak yeterli yağ dokusu yok. | TED | هذا الطفل نحيف للغاية بحيث ليس لديه ما يكفي من الدهون للبقاء دافئاً. |
Eğer Alabama'daki şişko eziklere ya da Iowa'daki ev hanımlarına bir sürü boktan şey satmak istiyorsanız onların hayallerini dürtün. | Open Subtitles | إذا كنت تريد بيع حفنة من حماقة غير مجدية الخاسرين الدهون في ولاية ألاباما وربات البيوت بالملل في ولاية ايوا، |
Yemek için sağlıklı seçimler yaparken dikkat ettiğim şey daha az yağlı olmaları. | Open Subtitles | بعض الأشياء التي أفعلها عندما أبحث عن خيارات صحية هو شراء الدهون المخفضة |
Ama koloni de yediği tohumların dışındaki yağı özümseyerek su elde eder. | TED | لكن المستعمرة تسترد ماءه بتحليل الدهون في البذور التي أكلها. |
Çene arkası ve göz altlarını keserek yağları dışarı çekiyorlar. | Open Subtitles | لقد صنعوا شقاً خلف الفك و تحت العينين وإمتصوا الدهون |
Açık pencere, şişman, yavaş çocuk!" | Open Subtitles | مهلا، أن ننظر في ذلك، نافذة مفتوحة، إبطاء طفل الدهون. |
Fakat aslında evli olduğun şişman ihtiyar kadından... artık sıkıldığını söylemeye çalıştığın çok açık. | Open Subtitles | ولكن , من الواضح أنك ما تحاول ان تقوله هو انك مللت فحسب من الدهون , امرأة عجوز التي تزوجتها |
O, şişman arkadaşının kardeşiydi. Korkunç saçları olan. | Open Subtitles | وكان شقيق صديق الدهون الخاص بك مع ذلك سيئا الأفريقية. |
Ya şu ağzıyla dinleyen ağzı ölü balık gibi açık olan şişman adam. | Open Subtitles | وأن الدهون الرجل الاستماع مع فمه خطيئة مثل سمكة ميتة. |
Kıçtan yağ aldırmanın neden 4.000 papele patladığını açıklamak yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | يكفينا أنه علينا تبريرلماذا تتكلف عملية شفط الدهون من الأرداف 4,000 دولار. |
Hayatımın kalanını yağ sifonlarını temizleyerek geçirmek istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنين بأنني أريد أن أقضي حياتي أنظف أماكن الدهون ؟ |
Benden o şişko, iğrenç herifin kucağına atlamamı... | Open Subtitles | أفترض بأنك تتوقعني أن ألمسه مع كل تلك الدهون التي تغطيه، مقرف |
kilo mu vermek istiyorsun? Yemek yeme, şişko. | Open Subtitles | إذا أردت أن تفقد الوزن توقف عن أكل الدهون |
Ayrıca aksini düşünmelerinin tek nedeni biz zavallı kamu görevlileri her zaman gelecekte rüşvet verecek yağlı özel sektörler araması. | Open Subtitles | والسبب الوحيد الذي يعتقدون أنه يميل في الاتجاه الآخر هو أننا فقراء، موظفي القطاع العام نتطلع دائما عن بعض الدهون |
yağlı bir yumurtayı boyamak neredeyse imkansız | TED | إنه من المستحيل تقريبا طلاء الدهون الموجودة في البيضة. |
Belli bir yağı sağlıklı veya sağlıksız yapan şey onun yapısıdır. | TED | وما يجعل نوعاً معيناً من الدهون صحياً أو غير صحي هو شكلها. |
Çünkü yağları azaltma konusunda iyi biri varsa, o da benim. | Open Subtitles | لأنه إذا كان هنالك شخص جيد في إنقاص الدهون فهو أنا |
kilo verirken, yağlı yememelisiniz. | Open Subtitles | من أجل أنقاص الوزن ، لا يجب أن تأكل الدهون. |
Yolculuk için biraz yağsız şekerleme yaptım. | Open Subtitles | لقد خبزت بعض المعجنات الخالية من الدهون من اجل الرحلة |
Hayır, yağların civa alaşımında, balmumunda, sıvı yağ ve kalsiyum boyasında yürümüş. | Open Subtitles | لا ، هو ثابت في الدهون الشموع والزيت وصبغة الكالسيوم أحمر الشفاة |
Vücut yağım bile zindelik sınırına çok yakın. | Open Subtitles | حتى مستوى الدهون في جسدي أقل بدرجة كبيرة من توصيف اللياقة المتزنة |
Trans ve doymuş yağdan uzak yenilikçi ürünleri ile bir devrime yol açan, Dow Kimyasal gibi kuruluşlar görüyoruz, | TED | نحن نرى منظمات مثل داو للكيماويات تقود الثورة بعيداً عن الدهون الغير مشبعة والدهون المشبعة مع ابتكار منتجات جديدة |
yağlarını niye bir çöp kovasına koyuyolar ki? | Open Subtitles | لماذا يضعوا الدهون خاصتها في سله المهملات؟ |
Burada dört ay kalirlar, yaz aylarinda kendilerine cektikleri plankton ziyafetinde biriktirdikleri yag ile yasarlar. | Open Subtitles | سوف تبقى هنا لأربعة أشهر تعيش علي الدهون التي خزنتها خلال موسم البلانكتون الصيفي. |
Sağlığımızı korumak için bu yağa ne kadar ihtiyacımız olduğunu ve balık yemeden bunun nasıl elde edileceğini öğrenmek istiyordum. | Open Subtitles | كنتُ فضولياً لأكتشف كم من تلك الدهون نحتاج للبقاء أصحاّء. وكيف يمكن لأحد ما الحصول عليها، إذا لم يتناول السمك. |
şişman Victoria olduğum süre boyunca, koca şehirde bir kişi bile bana kötü davranmadı. | Open Subtitles | طوال الوقت أن كنت الدهون فيكتوريا، لا واحد الانفرادي شخص في هذه المدينة يعني بالنسبة لي. |