Senin kartında iç çamaşırı dükkanında yapılmış bir harcama görünüyor. | Open Subtitles | وهنا على بطاقتكَ ثمّة مطالبة لصالح متجر للملابس الدّاخلية للنّساء |
Bu şirkette artık daha fazla kavga olmayacak. Daha fazla iç kavga olmayacak. | Open Subtitles | لا هناك المزيد من المُشاجرات في هذه الشّركة ولا مزيد من الصّراعات الدّاخلية |
Ve bitkiler ve hayvanlar kendi iç saatlerini geliştirdiler böylece ışıktaki bu değişime hazır olabileceklerdi. | TED | ولذلك تقوم النّباتات والحيوانات بتطوير ساعاتها الدّاخلية بحيث تكون جاهزة لهذه التغييرات الضّوئيّة. |
Kurutucudan çıkan o iç çamaşırının yarattığı ferahlığı özleyeceğim. | Open Subtitles | شأشتاق إلى ملمس ملابسكَ الدّاخلية الّتي تخرج من مجفف الثّياب. |
Eğer iç çamaşırımı almak istersen, benden isteyebilirsin. | Open Subtitles | إذا كنتَ تريد الاحتفاظ بملابسي الدّاخلية كان عليك أن تطلب منّي ذلك فحسب |
O zaman şirket iç tüzüğü de mi saçmalık? | Open Subtitles | أظنّ إذًا أنّك تقول أنّ قوانيننا الدّاخلية مجرّد هراء |
Son günlerde buralarda İç İşlerinin kokusunu alıyoruz. | Open Subtitles | لدينا بعض التجسسات التابعة للشؤون الدّاخلية مؤخرا |
Bu gemiler yelken ve kürekler ile güçlendirilmiş ve dış tahtalara bakır, demir ve ahşap çivilerle tutturulmuş güçlü bir iç ahşap iskeletine dayanıyordu. | TED | كانت هذه السّفن مدعَّمة بالأشرعة والمجاذيف، وتستند على هيكل قويّ من الأخشاب الدّاخلية مثبت إلى الألواح الخارجية بواسطة النحاس والحديد والمسامير الخشبية. |
...iç organlarını parçalar, karaciğeri, ciğeri, kalbi doku, kemik, kan, beyin zedelenmesi yaratır, buna geri tepme diyoruz. | Open Subtitles | فتمزق الأعضاء الدّاخلية. الكبد، الرئتان، القلب... فتبرز الأنسجة والعظام، ويحدث نزيف فيؤدي ذلك إلى ضرر بالدّماغ. |
İç işleri bakanı. Para onun kontrolünde. | Open Subtitles | وزير الدّاخلية إنّه رأسماليّ كبير |
Kickstart'la iç çamaşırı almak isteyebilirsin. | Open Subtitles | لربّما تودّي عمل بعض الملابس الدّاخلية. |
Ve iç tüzükte açıkça, bir kıdemli ortağın toplantıya 10 dakikadan fazla geç kalmasının geçerliliğini kaybetmesi anlamına geldiği belirtilmiş. | Open Subtitles | وتنصّ القوانين الدّاخلية بوضوح تام أنّه في حالة ما إذا تأخّر شريك أوّل عشر دقائق عن أحد الاجتماعات فليس له أو لها أيّ رأي |
Senin kendi hazırladığın iç tüzüğün etti. | Open Subtitles | بل القوانين الدّاخلية الّتي نصصتها أنت |
İç çamaşırı partisinden bir gün önce kız arkadaş istemezsin. | Open Subtitles | -لا تقلق -تورتل)، لا تزعم) مضاجعة فتاة عشية حفلة الملابس الدّاخلية |
Kadın uygun biçimde etkilenir ve benim de biraz iç çamaşırı görmem garantilenir. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}حينها سأضمن رؤية بعض الملابس الدّاخلية |
Kanada köpek öldüreni deniyor buna, ve şarap değil, şarabımsı ama yine de iç çamaşırlarını yere attırıyor neyden bahsettiğimi biliyorsanız eğer. | Open Subtitles | اسمه "نبيذ بقيمة 2 دولارً". وليس نبيذاً بل مخموراً. ولكن لا يزال يفي بغرضه في إسقاط ملابس النّساء الدّاخلية على الأرض، إن فهمتم قصدي. |