suçluluk duygusundan dolayı giyeceğiniz çöplükten yeni moda takılar yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أحول القمامة إلى إكسسوارات على الموضة ترتديها بدافع الذنب |
Yüz kasları bize stresinin suçluluk ya da utanç duygularıyla bağlantısı olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | تنبئنا عضلات وجهه أنّ الإجهاد الذي لديه ليس بسبب مشاعر الذنب أو الخزي |
Ama eminim başlarda, suçluluk duygusuyla başa çıkmak zor olmuştur. | Open Subtitles | ولكن في البداية كان من الصعب عليك التعامل مع الذنب. |
Yakın zamanda Kadimlere olan şeyden dolayı kendisini suçlu hissediyor olabilir. | Open Subtitles | ربما إنها تتحمل بعض الذنب عما حدث بالنسبة للإنشنتس هنا مؤخرا |
Barış getirdim ve bir "günah" kadar açım! | Open Subtitles | أنـا أكثر جوعاً من الذنب ومُسـالم لأبعد الحدود |
Bazen bizim bir planlayıcımız varsa, işlediğimiz suç bizi düşündürür. | Open Subtitles | أحياناً الذنب يجعلنا يظن بأنهم يعرفون هذه خدعة نضعها بأنفسنا |
- Hayır, yardımcı oluyor aslında. suçluluk duygusuna yardımcı oluyor. | Open Subtitles | كلّا، بل إنّه ينفع بالواقع، إذ يساعدني لتبديد شعور الذنب. |
suçluluk emaresi göstrerecek miyim diye, tanıdığım erkekleri mi sayıyorsun? | Open Subtitles | أنت تذكر أسماء رجال أعرفهم لترى إذا أظهرت علامات الذنب |
Alt tarafı bir poker oyunu canım. Bu kadar suçluluk duyman gerekmez. | Open Subtitles | انها مجرد لعبة ورق عزيزي لا ينبغي ان تشعر بكل هذا الذنب |
Glass'ı geride bıraktığın için suçluluk duyuyorsun diye beni sorgulamaya kalkma. | Open Subtitles | لا تسجوبني الآن على حساب حقيقة الذنب التي نعرفها جميعاً |
Çekeceğini biliyordum, kitabınızdaki suçluluk kompleksiyle ilgili bölüme uyuyor. | Open Subtitles | أجـل، عرفت ذلك. فهو ينـاسب تمـاماً فصولك المتعلّقـة بعقدة الذنب |
Bende suçluluk kompleksi yok. Dediğim gibi... | Open Subtitles | لكنّي لا أشكو من عقدة الذنب إنني أعرف مـا أعرفه |
Masum olduğunu iddia eden biri için fazla suçlu gibi davranıyor. | Open Subtitles | اتعرف بالنسبة لرجل يدعي انه بريء انه يتصرف بالكثير من الذنب |
Carol parayı tekrar verene dek, herhangi bir suçlu savunması olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هنالك مرافعه باقتراف الذنب حتى تقوم كارول بارجاع النقود |
suçlu olduğunu istediğin kadar.. ...inkar edebilirsin. Ancak benim gördüğüm.. | Open Subtitles | أُنظر، يمكنك نكران الذنب كل ما تريده، لكن كما اراه |
Yani, tek yaptığımız günah işlemek, önemli değil. | Open Subtitles | أعني، فالنتأمل هذا الذنب الذي قد أرتكبناه، لا بأس به |
Kızın katili, ki adı açıklanmayacak suç ve korkuya dayanamayıp, kızın ölümünün bir yıl sonrasında polise gidip teslim olmuş. | Open Subtitles | قاتلها ، الذي لن نذكر إسمه قال أنه لم يتحمل الذنب و الخوف بعد عام من مقتلها سلم نفسه للشرطه |
Dördüncü veya beşinci gün o protestolara gittiğimde, cesaretten dolayı değildi; suçluluktan dolayı idi. | TED | عندما شاركت في هذه الاحتجاجات في اليوم الرابع أو الخامس، لم يكن ذلك بدافع الشجاعة؛ بل بدافع الذنب. |
Kimse hata yapmadıysa bile bir şeyler ters gittiğinde, birinin suçu üstlenmesi gerekir. | Open Subtitles | حتى و إن لم يقم أحد بفعل أي شيء خاطئ إذا سار شيء علي نحو خاطئ يجب أن يوجد شخصٌ ما ليتحمل الذنب |
Annelik suçluluğu en iyi yaptığım şeydir... hiçbir kardeşin üzerinde işe yaradığından değil. | Open Subtitles | الذنب الأمومي هو أفضل ما يمكنني فعله و لكنه لم يفلح مع أشقائك |
Her birimizin kaçınılmaz bir şekilde o korkunç günahı işlemesi gereken an gelir. | Open Subtitles | لنا ولكل واحد منا سنضطر لمواجهة اللحظة عندما نضطر للقيام بذلك الذنب الرهيب |
Charlie, her zaman suçun, korku gibi olduğunu ve bize yok olmak için değil kurtuluş için verildiğini söyler. | Open Subtitles | إد، لقد كان تشارلي يقول دائماً، إن الذنب كالخوف وُهب لنا من أجل البقاء، وليس من أجل تدمير الذات |
Ve geri geldiğinde, sürekli yorgun zamanlarda suçlulukla dolu olursunuz. | Open Subtitles | وعِـندما تعـودين كُنتِ ستظلي مُـرهقة طوال الوقت. تـتـأكلي مِـن الذنب. |
Sana yaptığım şey için tüm hayatım boyunca pişmanlık duyacağım. | Open Subtitles | سوف اعيش حياتى كاملة أكفر عن الذنب الذى أقترفته بحقك |
İnan bana suçluluğun ne olduğunu iyi bilirim. | Open Subtitles | صدقيني ,إن كان هناك شيء أعرفه جيدا فهو الذنب |
Doğruların tek karar mercii sizlersiniz ve size verdiğim yetkilere dayanarak yegâne göreviniz sanığın suçunu ya da masumiyetini belirlemektir. | Open Subtitles | أنت القضاة الحصريون للحقائق وبموجب التعليمات التي أعطيتها اليكم أنه واجبكم وواجبكم وحدكم لتحديد الذنب او براءه المتهم |
İşleri batıran sensin, Narkotik tarafından takip edilen sensin ama tüm bunlar benim suçum, öyle mi? | Open Subtitles | أنت من أخطأ وتابعوك مكافحة المخدرات، والآن فجأة، الذنب ذنبي؟ |
Artık günaha girmeyeceğim ve şeytanın ayartmalarından kaçınacağım. | Open Subtitles | أنـا أُصمم على الإبتعـاد عن الخطيئة من الآن وأن أتفـادى وسوسة الذنب |