Benim işe gitmem lazım. Keşke benim de boş günüm olsaydı. | Open Subtitles | عليّ الذهاب للعمل, أتمنّى لو كان اليوم عطلة لديّ أنا أيضاً |
Tamam anne, işim bitti. işe gitmem gerek. | Open Subtitles | حسنـاً , أمـي , إنـه أنـا , لقد انتهيـت علي الذهاب للعمل |
İşe gitmem gerekiyor, Chris. Yakmam gereken tonlarca köpek var ama yarın gece seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | يجب علي الذهاب للعمل , كريس لدي الكثير من الكلاب لـ حرقها |
Tanrım, seni bıraktığım için üzgünüm, ama işe gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | يا إلهي، آسفة أنني تركتك لكن كان عليَّ الذهاب للعمل |
Eğer istemiyorsan, bugün işe gitme. | Open Subtitles | اذا كنت لا تريد الذهاب للعمل اليوم فلا تفعل ذلك |
İki tane tam filmi işe gitmeden önce izlemeyi sevdiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | انتي تعفين اني احب ان أشاهد فيلمين كاملين قبل الذهاب للعمل. |
Çok az zamanım var, işe dönmem lazım. | Open Subtitles | لديّ بضعة لحظات عليّ الذهاب للعمل |
Şimdi işe gitmem gerek ama geri geleceğim, tamam mı? | Open Subtitles | عليّ الذهاب للعمل ولكنّي سأعود لاحقاً، اتفقنا؟ |
Kim, şimdi işe gitmem gerek. Burada iyi olacaksın. | Open Subtitles | كيم، عليّ الذهاب للعمل الآن ستكونين على ما يرام هنا |
Dinle, işe gitmem gerekiyor. Bir sorunu halletmeliyim. | Open Subtitles | إستمعي ، يجب علي الذهاب للعمل ، لدي آزمة |
Bununla sen ilgileneceksin. Benim işe gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | إستمعي ، سوف تتعاملين مع ذلك ، يجب علي الذهاب للعمل |
Kaldıramam, işe gitmem lazım. | Open Subtitles | غرباء يستحمون فيها لايمكنني , علي الذهاب للعمل |
İşe gitmem gerek, sadece beş dakikaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | يتوجب علي الذهاب للعمل, لذا أنني بحاجة لخمسة دقائق |
İşe gitmem gerek, sadece beş dakikaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | يتوجب علي الذهاب للعمل, لذا أنني بحاجة لخمسة دقائق |
Harika bir aletin var ama işe gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | لديك قضيب مميز جداً، لكن يجب عليّ الذهاب للعمل. |
Tanrı'm, seni bıraktığım için üzgünüm, ama işe gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | يا إلهي، آسفة أنني تركتك لكن كان عليَّ الذهاب للعمل |
ve işe gitmek için saatlerce yol gidiyoruz DEĞİL Mİ? | Open Subtitles | و نقطع مسافات طويلة من أجل الذهاب للعمل ألسنا كذلك؟ |
Neyse, işe gitme vakti geldi. Baba, ben olsaydım dışarı çıkmazdım. | Open Subtitles | حسنأً ، وقت الذهاب للعمل - ابي لن أذهب للعمل لو كنت مكانك - |
İşe gitmeden onu yakalamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ألحق بها قبل الذهاب للعمل , حسننا؟ |
- Benim işe dönmem lazım. | Open Subtitles | آه، أنا... علي الذهاب للعمل بشأن ماذا كل هذا؟ |
Kendi oğlumu bile göremiyorum. Şimdi işe gidiyorum. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت لرؤية ولدي عليّ الذهاب للعمل |
Bir şey çıktı. Çok özel bir şey. Annenin çok erken işe gitmesi gerekti. | Open Subtitles | لقد ظهر شيئ ما، شيء خاص جدا، وكان على أمكما الذهاب للعمل مبكرا |
100 doların altında bir şey bulalım böylece işe gidip 75 dolar kazanabileyim. | Open Subtitles | لنجد شيء أقل من مائة دولار كي يتسنى لي الذهاب للعمل وكسب 75 دولار |
Dinle, işe gitmen gerektiğini biliyorum, ama bir kaç dakikalığına konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أصغي .. أنا أعرف إنّ عليكِ الذهاب للعمل و لكن هل بوسعنا أنْ نتكلّم لدقيقة ؟ |
İşe gitmeyi denedim ama giderek daha da ağırlaştılar. | Open Subtitles | لقد حاولت الذهاب للعمل ولكن الإحساس أصبح أثقلاَ |
O zaman işe gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | حسنا .. من الافضل اذن الذهاب للعمل |
Gidip önlüğünü al. İşe gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | إذهب وأحضر ثياب الشغل علينا الذهاب للعمل |