Sandığımız gibi Som altından yapılmamış olması hayal kırıklığına uğratsa da, olsun ya! | Open Subtitles | لم يصنع من الذهب الخالص كما ظننا وكان ذلك نوعاً من خيبة الأمل، لكنه ما زال.. |
Kıçını, Som altından botumla tekmeleyeceğim. | Open Subtitles | سأركل مؤخرتك بحذاء من الذهب الخالص |
Kırkbin saf altın. | Open Subtitles | أربعون ألف جنيه إسترليني من الذهب الخالص |
Kaderini bir parça saf altın gibi harca. | Open Subtitles | تاركين قطعة من الذهب الخالص بإنقضاء قدرك |
- Ek olarak som altın bir keman da kazanırsınız. | Open Subtitles | فضلاً عن كمان من الذهب الخالص. |
Kapı bile som altın, fildişi işlemeli. | Open Subtitles | لكل ذلك تباً لهذا الذهب الخالص, تباً لهذا العاج المطعَّم... |
Böyle bir oyunda Saf altından yapılmış bir aile yadigarına oynamak çok garip. | Open Subtitles | إنه غريب منك أن تراهن بأملاك موروثة من الذهب الخالص لمثل هذه اللعبة |
Tüm şatafatlarıyla beraber, bu robotlardan biri size Saf altından bir ameliyata mal olur. | TED | مع كل أجراسه وصفاراته , الروبوت الواحد يكلفك تقريبا ثمن طبيب جراح من الذهب الخالص. |
Som altından bir telefon. | Open Subtitles | هاتف من الذهب الخالص |
Som altından bir telefon. | Open Subtitles | هاتف من الذهب الخالص |
Bayan Bookman, bu Som altından bir Mantle retraktörü. | Open Subtitles | يا سيدة (بوكمان) هذا مبعاد (مانتل) من الذهب الخالص |
Som altından. | Open Subtitles | انها من الذهب الخالص |
Ve bende Som altından bir tuvalet istiyorum... | Open Subtitles | (و أنا (فانا تواليت ...مصنوعة من الذهب الخالص |
Kaderini bir parça saf altın gibi harca. | Open Subtitles | تاركين قطعة من الذهب الخالص بإنقضاء قدرك |
Bir asırdan fazla bir süredir 50 kilo saf altın külçeleri bu soğuk ve karanlık mezarda kurtarılmayı sabırla beklemiş. | Open Subtitles | لأكثر من قرن .. 50 سبيكة من الذهب الخالص عالقة في هذه المقبرة الباردة المظلمة |
Maya maskesi... saf altın... ayrıca, bir Kelt tabağı... o da saf altın. | Open Subtitles | قناع صلاة المايا من الذهب الخالص وايضاً طبق كلتيك ، أيضاً من الذهب الخالص |
Dinara koymak zorunda olduğunuz diğer alaşımlı metallerle altın oranı dinarı kullanışlı yapmak içindir, aksi takdirde saf altın çok yumuşak olacaktır ve bunu kullanamazsınız, bu dönemde bu oran, ister inanın ister inanmayın, simyacılar tarafından ayarlanır. | Open Subtitles | نسبة الذهب إلى المعادن المخلوطة الأخرى التي يجب وضعها في الدينار لجعله صالحاً للإستعمال وإلاّ أصبح الذهب الخالص رقيقاً جداً ولا يمكن استعماله |
som altın. | Open Subtitles | من الذهب الخالص. |
som altın. Ağır. | Open Subtitles | إنها من الذهب الخالص. |
som altın. | Open Subtitles | إنه من الذهب الخالص |
Saf altından daha değerli bir adam yapacağım. Ofir'in altın kamasından bile değerli bir adam. | Open Subtitles | و سأخلق رجلا أغلى من الذهب الخالص حتى رجلا من الوتد الذهبى لأوفير |
Ve çeyizinin büyüklüğünü göstermeli, Saf altından olmalı. | Open Subtitles | و بالنظر إلى مهرك فيجب أن يكون من الذهب الخالص |
Eminim ki Lucrezia Borgia, Saf altından yapılmış çatalıyla akşam yemeğini yiyordur. | Open Subtitles | وأنا أراهن أن لوكريزيا بورجيا تتعشى بواسطة الشوكة من الذهب الخالص |