ويكيبيديا

    "الذين يؤمنون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • inananlar
        
    • inanan
        
    • inananlara
        
    Ve elbette, Altın Kural'a inananlar sadece dindarlar değil. TED وبطبيعة الحال ليست المتدينون فقط هم الذين يؤمنون بالقاعدة الذهبية.
    Tanrıya inananlar kurtulacaktır. Open Subtitles أولئك الذين يؤمنون بالله سيتم حفظهم. ثقوا بالرب
    Ve sadece Noel'in büyüsüne inananlar senin gibi Kuzey Kutbu hayvanlarını anlayabilir. Open Subtitles وفقط اولائك الذين يؤمنون بسحر عيد الميلاد يستطيعون فهم حيوانات القطب الشمالي مثلك
    Esas olarak, restoranlar benim yaptığım şeye inanan insanlar için çekiciydi. TED إذن بصورة أساسية، المطاعم فقط تؤثر بالناس الذين يؤمنون بالفعل بما أفعل.
    Kutsal metinlere inanan bir dünyada evrim ve jeoloji yüzünden yaradılışa olan inançları sarsılan insanlar için büyük bir heyecan, bu kutsal metinlerin tarihsel olarak doğru olduğunun kanıtı. TED وحماس عظيم لعالم حيث أولئك الذين يؤمنون بالكتب المقدسة قد تمت زعزعة إيمانهم بالنشوء عن طريق التطور وعلم الأرض كان دليلا هنا على أن الكتب المقدسة كانت صحيحة تاريخيا.
    – O zaman Yahudilerin Amerikan toplumuna asimile olması gerektiğine inananlara ne diyorsunuz? Open Subtitles حسنا، ثم ماذا تقول لأولئك الذين يؤمنون يجب أن يستوعب اليهود في المجتمع الأمريكي؟
    Komplo teorilerinin kendilerinden öte ilgimi çeken, bu teorilere inananlar oldu. Open Subtitles نظريات المؤامرة نفسها لم تكن بكثير مثل الاشخاص الذين يؤمنون بها هذا ما جذبنى
    Sana inananlar sadece biz değiliz. Open Subtitles نحن لسنا الأشخاص الوحيدون الذين يؤمنون بالقضية.
    Vatanseverler, hak arayanlar ve özgürlük ağacının yenilenmesi gerektiğine inananlar, toplanın. Open Subtitles إجتمعوا أيها الوطنيون الباحثون عن الحقيقة و الذين يؤمنون بأننا بحاجة إلى إعادة تعيين شجرة الحرية
    İmkansıza inananlar için güvenli bir sığınak. Open Subtitles إنه ملجأٌ آمن إلى أولئك الذين يؤمنون في المستحيل
    Kişiliklerimizin birbirinden ayrışık olmadığına inananlar olarak küreselleşmenin herkesi ilerletmesi ve kimseyi geride bırakmaması için birlikte çalışmalıyız. TED بالنسبة للبعض منا الذين يؤمنون أن هوياتنا لا تستبعد بعضها بعضا، يتوجب علينا العمل جنباً إلى جنب، لنضمن أن العولمة تصطحبنا جميعاً ولا تترك الناس خلفنا.
    Peygamberimiz yüce isaya inananlar korkmamali. Open Subtitles هؤلاء الذين يؤمنون بالرب يسوع المسيح لن يخافوا الموت...
    Dünyanın Efendisi, bunlar sana inananlar, kutsal olanlardır. Open Subtitles ...يا رب الكون أولئك الذين يؤمنون بك هم من باركتهم
    Buna inanan pek çok insan var ve bence bu tam bir zırvalık. TED هناك الكثير من الناس الذين يؤمنون بذلك، وأعتقد انها هراء مطلق.
    Bu görüşe gerçekten inanan insanların ilk şöyle söyleyeceklerdir: Oraya nasıl gideceklerini tam olarak bilmiyorlar. TED الآن، الناس الذين يؤمنون حقاً بهذه الرؤية هم أول من يقول أنهم لا يعرفون تحديداً كيف سنصل إلى هناك.
    Yaptığımız işin önemine inanan destekçilerimize sonsuza kadar minnettarız. TED ونحنُ ممتنون للداعمين الذين يؤمنون بما نقوم به من عمل
    Ben dünyadaki tüm sorunların Batı'nın eseri olduğuna inanan insanlardan değilim. TED لست واحداً من أولئك الناس الذين يؤمنون أن كل المشاكل في العالم هي بسبب الغرب.
    Yine, buradaki hedef sadece sahip olduklarını insanlara satmak değil; buradaki hedef inanan insanlara senin inandığını satmaktır. TED ليس الهدف هو البيع للأشخاص الذين يحتاجون ما لديك، إنما الهدف أن تبيع للأشخاص الذين يؤمنون بما تؤمن.
    – O zaman Yahudilerin Amerikan toplumuna asimile olması gerektiğine inananlara ne diyorsunuz? Open Subtitles حسنا، ثم ماذا تقول لأولئك الذين يؤمنون يجب أن يستوعب اليهود في المجتمع الأمريكي؟
    "Gelecek, rüyalarının güzelliğine inananlara aittir." Open Subtitles المستقبل ينتمي لهولاء الذين " " يؤمنون في جمال أحلامهم
    "Bu işaretler inananlara yol gösterecek. Open Subtitles "وتلك العلامات سوف تصاحب أولئك الذين يؤمنون...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد