Bilge doktorlar ve gelişmiş tıptı ve cerrahlardı, elleriyle ne yapması gerektiğini bilen. | TED | كان حكمة الأطباء والطب المتقدم والجراحين الذين يعرفون ما يجب القيام به بأيديهم. |
Kristal, nasıl kullanıldığını bilen birine çok önemli bilgiler verebilir. | Open Subtitles | بالنسبة لهؤلاء الذين يعرفون كيف يستخدموها، البلورة تحوي معرفة عظيمة |
Ne yaptığınızı ne kadar az insan bilirse o kadar iyi olur. | Open Subtitles | كلما قل عدد الناس الذين يعرفون ماذا تفعل, كلما كان ذلك أفضل. |
Ama ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi. | Open Subtitles | لكن كلما كان عدد الذين يعرفون قليلا، كان ذلك أفضل |
Bu ödül, seni kendine verdiğin değer kadar tanıyan insanlar tarafından yapılan bir değerlendirmedir. | Open Subtitles | إنه تقييم من الأشخاص الذين يعرفون أنّك ماتظنين نفسك. |
Tüm kış boyu, avını yakalamayı bilenler için bu nehir yiyecekle doludur. | Open Subtitles | طوال فصل الشتاء، نهر مليء بالغذاء لأولئك الذين يعرفون كيفية القبض عليه. |
Ve valiyi tanıyanlar için de toprak lütufları. | Open Subtitles | و بالنسبة لأولئك الذين يعرفون العمدة ، يعني منح أراضي |
Keşke şu duvar kağıdı düzenlemelerinin nasıl yapılacağını bilen adamlardan biri olsaydım. | Open Subtitles | أزرق أو زهري أتمنى لو كنت واحد من هؤلاء الرجال الذين يعرفون |
Ne istediğini bilen erkekler bana çok daha çekici geliyor. | Open Subtitles | .أنا أنجذب بشكل أكبر للرجال الذين يعرفون ما يرغبون به |
İkisi de Afrika'dan. İkisi de kendini hizmet sektörüne adamış ve piyasayı bilen girişimcilere yaptığımız yatırımlar hakkında. | TED | كلاهما حول الإستثمار في رجال الأعمال الضالعين في الخدمات، الذين يعرفون السوق حقاً. |
Evet, bu durumu ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi. | Open Subtitles | نعم ، الاشخاص الاقل الذين يعرفون بخصوص هذا هم الافضل |
Ne kadar az insan bilirse, o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما قل عدد الذين يعرفون مابكِ . كان أفضل |
Ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi. | Open Subtitles | كلّما قلّ عدد الذين يعرفون بالأمر، كان ذلك أفضل. |
Bu ödül, seni kendine verdiğin değer kadar tanıyan insanlar tarafından yapılan bir değerlendirmedir. | Open Subtitles | إنه تقييم من الأشخاص الذين يعرفون أنّك ماتظنين نفسك. |
Chet'i iyi tanıyan insanlarla bu arkadaşınıza zarar veren kişiyi bulmamız için en iyi şansımız. | Open Subtitles | الناس الذين يعرفون تشيت جيدا هذا هو أفضل لقطة لدينا في أكتشاف من الذي آذى صديقك. |
Birbirini gizliden gizliye tanıyan iki kişi, bir gün arayla ölüyor mu? | Open Subtitles | شخصان، الذين يعرفون بعضهم سراً، يموتون بفرق يوم عن بعضهم |
Bu su beyfendinin Potomac'taki evindeydi Maryland'i bilenler icin soyledim | TED | لقد كان في بيت هذا الشخص في بوتوماك، لأؤلئك منكم الذين يعرفون ميريلاند. |
Nükleerle ile ilgili en çok şeyi bilenler, en az endişelilerdir. | TED | مع المفاعلات النووية، أؤلئك الذين يعرفون أكثر اقل قلقًا |
En üst düzeyde gizlilik vardı, tüm kayıtlar yok edildi ve projeyi bilenler projenin varlığını inkar edeceklerdi. | Open Subtitles | حد أعلى من التصنيف و كل السجلات الخاصة به قد دمرت و هؤلاء الذين يعرفون عنه سوف ينكرون أى معرفة بوجوده |
Genelde birbirlerini tanıyanlar yan yana oturur. | Open Subtitles | بشكلٍ عام، الذين يعرفون بعضهم يجلسون معاً |
Gördüğüm insanlar bunlardı. Nick'i tanıyanlar. | Open Subtitles | إنّهم القوم الذين رأيتُهم، الذين يعرفون (نيك). |