Cathy'den geçen sene giydiği kostümle şeker toplamaya gitmesini isteyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نطلب من كاثي أن تحضر الهالوين بنفس الزي الذي ارتدته في العام الماضي |
Bu Kozmopolitan'ın açılışında giydiği elbise. | Open Subtitles | هذا هو الفستان الذي ارتدته في افتتاح المؤتمر العالمي. |
Uma Thurman'ın giydiği farklıydı ama o da orijinaline saygı niteliğindeydi. | Open Subtitles | الزي الذي ارتدته أوما ثرمان كان مختلفا، لكنه كان أيضا لإحياء ذكرى |
Ve onlara kendini öldürdüğünde giydiği elbiseyi giydiriyor. | Open Subtitles | و يلبسهم نفس اللباس الذي ارتدته عندما قتلت نفسها |
Ancak Madam Carrington'ın öldüğü sırada giydiği paltonun kopyası askıda asılıyordu. | Open Subtitles | معطف مطابق للمعطف الذي ارتدته السيدة "كارنغتن" وقت موتها |
Bu Diana'nın prenses olduktan sonra giydiği elbiseye benziyor. | Open Subtitles | يبدو هذا مثل الفستان (الذي ارتدته (ديانا بعد أن أصبحت أميرة |