Emin olduğum tek şey Peter Griesen'in kızını korumaya çalıştığı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي انا متأكد منه هو ان بيتر غريسن يحاول ان يحمي ابنته |
Hanımlar, beyler; 1876'nın bir Haziran günü az sonra size takdim edecek olduğum delikanlı General George Armstrong Custer'ın Yedinci Süvari birliğine bağlı Arikara Gözcüleri tarafından neredeyse öldürülecekti. | Open Subtitles | سيداتي انساتي في اخر يوم من شهر يونيو 1876 الشاب الذي انا بصدد ان اقدمه لكم |
"Beni, olduğum adama dönüştürdüğünüz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لجعلي الرجل الذي انا هو الآن توقيع : |
Hayalindeki senaryoya göre iyi olduğum hangi şeyi yapıyorum? Yaptığım şey ne olabilir? | Open Subtitles | في حلمك الذي انا فبه جيد بما افعل,ما المفروض عمله؟ |
Duolingo ile ilgili beni en çok heyecanlandıran şey dil eğitimi için adil bir iş modeli ihtiyacını karşılıyor olması. Olay şu: | TED | الشيء الذي انا متحمس له بشدة في ديولينجو انه يقدم نموذج عادل لنشاط تعليم اللغة هذه هي المسألة |
Sahip olmadığımdan emin olduğum tek şey zaman. | Open Subtitles | الوقت هو الشيء الوحيد الذي انا واثق انني لا املكه |
Kesinlikle berbat olacağından emin olduğum bir sanat galerisine gitmek isteyip istemediğini soracaktım aslında. | Open Subtitles | انا كنت في الحقيقة سأسلك ان كنت ربما تريد حضور هذا العرض الفني الذي انا اكيدة انه سيكون قطعا مريعاً |
Evet, emin olduğum tek şey bu. | Open Subtitles | نعم ، وهذا هو الشيء الوحيد الذي انا متأكد منه |
Şu mezarında olduğum adam gerçekten çok sevilmiş | Open Subtitles | ...الرجل الذي انا في مقبرته كان محبوبا حقا |
Emin olduğum tek şey seni sevdiğimdir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي انا متأكدٌ منه... هو أني أُحبُك |
Sanırım bugün olduğum gibi kötü biri olmamın bütün sebebi senin berbat tavsiyelerin. | Open Subtitles | جعلت مني الشخص السئ الذي انا عليه الان |
Peşinde olduğum tek şey sensin. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي انا خلفه هو انت |
- Çünkü iyi olduğum tek şey bu. | Open Subtitles | لانهُ الشيء الوحيد الذي انا جيد به |
- Çünkü iyi olduğum tek şey bu. | Open Subtitles | لانهُ الشيء الوحيد الذي انا جيد به |
İyi olduğum bölüm bu. | Open Subtitles | هذا الجزء الذي انا جيدة به |
Gerçekte olduğum kişiyi görüyorum. | Open Subtitles | سأرى الشخص الذي انا عليه حقا |
Bu iş, iyi yapabildiğim tek şey ve tamamen batırdım. | Open Subtitles | انا اقصد ان هذا هو العمل الذي انا جيد فيه وانا الأن متحطم جدا |