ويكيبيديا

    "الذي بداخلي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • içimdeki
        
    • İçimde
        
    • " İçimdeki
        
    • İçimdekinin ne
        
    Adamım, içimdeki cerrahın elleri kaşınıyor. Birilerini kesip içini açmalıyım. Open Subtitles يارجل ، الجرّاح الذي بداخلي مُثار أحتاج لأفتح شخص ما
    Ya da içimdeki başına kötü birşeyler geldiğine dair hissin doğru olup olmadığına. Open Subtitles أو إذا هذا الشعور الذي بداخلي هو صحيح فعلاً وشيءٌ سيء حصل له
    İçimdeki filozof bu paradoksu öneriyor: Tavsiyeleri takip etmeyi bırakmanızı tavsiye ediyorum. TED لذلك الفيلسوف الذي بداخلي يمكنه الآن أن يقدم تناقض أنصحك فعلاً بالتوقف عن العمل بالنصائح.
    İçimde bu şeyi kontrol ettiğim zaman, bilirsin, kimseye saldırmıyorum. Open Subtitles أسيطر على هذا الشئ الذي بداخلي لذا أنا لا أن أهجم على أحد
    İçimdekinin ne olduğu ve nasıl tedavi edileceğini bile bilmiyoruz. Open Subtitles نحن حتى لا نعرف ما الذي بداخلي او كيف نعاجله معه.
    Savcının ölmesinden sonra, içimdeki boşluğu... kimse anlamayacak. Open Subtitles مع وفاة النائب العام لم يستطع أحد فهم الفراغ الذي بداخلي
    Senin yanında olduğum zaman bir şey içimdeki katili sakinleştiriyor. Open Subtitles يبدو إن كوني بقربك يتحكّم بالقاتل الذي بداخلي.
    Senin etrafında olduğumda bir şey içimdeki katili sakinleştiriyor. Open Subtitles يبدو إن كوني بقربك يتحكّم بالقاتل الذي بداخلي.
    Senin etrafında olduğumda içimdeki katili sakinleştiren bir şey oluyor. Open Subtitles يبدو إن كوني بقربك يتحكّم بالقاتل الذي بداخلي.
    Transa geçme merkezlerinden birine gittim ama meğerse, içimdeki tek şey küplere binmiş hokey koçummuş. Open Subtitles لذا ذهبت وحصلت لنفسي على حالة تحوّل واتّضح بأنّ الشيء الوحيد الذي بداخلي هو مدرّب هوكي غاضب جدّا
    Acıdan, içimdeki açlıktan nefret ediyorum. Open Subtitles لأنني أحتقر ما حولتني إليه. إنني أحتقر الألم، والجوع المضني الذي بداخلي.
    Şimdi ne kadar tıkınırsam tıkanayım içimdeki bu deliği dolduramıyorum. Open Subtitles الآن، مهما أسرفت، لا أستطيع أن أملأ هذا الفراغ الذي بداخلي
    Ama içimdeki çocuk hala aç... ve daha besleyici bir şeyler için ağlıyor. Open Subtitles .... لكن الطفل الذي بداخلي جائع و يبكي للحصول على شيء مغذي أكثر
    Ama benim içimdeki çimen daima yeşil kalacak. Open Subtitles لكن عشبي العشب الذي بداخلي سوف يكون دائما أخضر
    Hayır ama cidden, içimdeki şey her neyse sana karşı olan hislerimi kullanmaya çalışmış. Open Subtitles لا ولكن بجدية أياً كان الذي بداخلي لابد أنه كان يتغذى على شعوري نحوك
    Planım, karanlık sihri yok etmekti... İçimdeki karanlık sihri. Open Subtitles بل القضاء على السحر الأسود السحر الأسود الذي بداخلي
    Birisi demişti ki: "Doktor bey biliyorsunuz, Artık metroya binemiyorum Çünkü insanların içimdeki korkuyu, Gözlerimden görmesinden korkuyorum." TED قال أحدهم:" هل تعرف يا دكتور، لم أعد أركب الميترو لأني أخشى أن يرى الناس الفزع الذي بداخلي
    Ama içimdeki avukat... işkenceye uğradı ve ölene kadar boynundan asıldı. Open Subtitles لكن المحامي الذي بداخلي... تم تعذيبه وشنق رقبته حتى الموت...
    Göğsümde mor bir kalp taşıyorum ama, ...o içimde farklı renklerde atıyor kırmızı, beyaz, ve mavi. Open Subtitles لدي قلب ارجواني على صدرِي، لكن ذلك القلب الذي بداخلي ألوانه أحمرُ،أبيض،وأزرق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد