Meslektaşlarımın davranışları aldığım tek ölüm tehdidi değildi. Ancak en tehlikeli olanıydı. | TED | تصرف زملائي لم يكن التهديد الوحيد الذي تلقيته وإنما أكثرهم خطورة. |
Gerçekliğim ve gittiğim okullarda aldığım resmi eğitimi bağdaştırmak için mücadele ettim. | TED | صارعتُ من أجل تطابق واقعي مع التعليم الرسمي الذي تلقيته في المدرسة، وفي المدارس التي تعلمتُ فيها. |
Hocamdan; ve tabii sizden de, aldığım eğitim sayesinde annemin intikamını alabilecek düzeye geldim. | Open Subtitles | كل التدريب الذي تلقيته من المعلم و منك يا عمتي، كان هدفه هو أن أثأر شخصياً لموت أمي. |
aldığım tek alkış, sahneden indiğim içindi. | Open Subtitles | التصفيق الوحيد الذي تلقيته كان عند رحيلي |
aldığım en iyi iltifat bu değildi, ama yine de kabul edeceğim. | Open Subtitles | إنه ليس الإطراء الأكبر الذي تلقيته لكن سأقبله |
Tek bir okul kaldı ve aldığım tek iyi haberse gıcık komşum Becky'nin Oregon'a taşınacak olması. | Open Subtitles | لدي جامعة واحدة متبقية و الخبر الجيد الوحيد الذي تلقيته هو أن جارتي المزعجة بيكي |
Noel için yeni aldığım avcı oku vardı ya. | Open Subtitles | قوس الصيد الجديد خاصتي الذي تلقيته في عيد الميلاد |
aldığım parayı sana vereceğim. | Open Subtitles | سأعطي فقط هذا المال الذي تلقيته للتو لكِ |
Bunun hapishanede aldığım özel mektupla bir alakası varsa... | Open Subtitles | وهل لهذا اي علاقة بالظرف الذي تلقيته بالسجن؟ |