B, biliyor musun Katya'nın buraya görevimizi... kapatmak ve bizi eve yollamak için geldiğini? | Open Subtitles | أتقصدين المتطفّل الذي جاء من بعيد لإلغاء المهمّة و إعادتنا لمنازلنا؟ أيّ منزل؟ |
Bu beklenmedik bir ziyaret. Seni buraya ne getirdi? | Open Subtitles | انها زيارة غير متوقعة ما الذي جاء بكِ الى هنا ؟ |
Sizi bugün mahkememe hangi rüzgar attı? | Open Subtitles | ما الذي جاء بك كي تنيري قاعة محكمتي اليوم ؟ |
Bu bize bir silah taşıyarak değil onun yerine bir çanta dolusu hukuk kitabı taşıyarak gelen bir adam. | Open Subtitles | فهو الرجل الذي جاء إلينا لا لتعبئة بندقية، ولكن بدلا من ذلك تحمل كيس من كتب القانون. |
Seni bu günah mağarasına getiren şey ne? | Open Subtitles | ـ ما الذي جاء بك إلى هذا المكان السيء؟ |
Atlantic City'den buraya gelme sebebin de bu, öyle değil mi? | Open Subtitles | ما الذي جاء بك إلى هنا من "أتلانتك سيتي" اليس كذلك؟ |
Aynısı senin için de denebilir. Seni buraya getiren ne? | Open Subtitles | يمكنني قول المثل عنكَ ما الذي جاء بكَ إلى هنا؟ |
Seni almak için gelen diğer silahlı adamlara ateş ediyorlar. | Open Subtitles | الذي جاء لأخذك |
Adamın nereden geldiğini veya onu kimin işe aldığını bilemiyor olmamız garip. | Open Subtitles | من الغريب أنّنا لا نعرف شيئًا حول المكان الذي جاء منه أو حول من جنّده |
Doğru, o zaman canım cicimi bırakalım çünkü buraya ne için geldiğini biliyorum ve onu durdurmak istiyorum. | Open Subtitles | صحيح لذا دعينا من التحدث بلطف لأنني متأكدة ما الذي جاء يبحث عنه و أريد أن يتوقف هذا |
Anlat bana, seni ne getirdi? | Open Subtitles | أخبرني، ما الذي جاء بك هذه الأيام؟ |
- ne getirdi peki sizi buraya? | Open Subtitles | هو ليس السبب - ما الذي جاء بكِ إلى هنا إذاً؟ |
Akademiye hangi rüzgar attı? | Open Subtitles | ما الذي جاء بك إلى الأكاديمية بعد كل هذه المدة ؟ |
Bu güzel günün sabahında seni buraya hangi rüzgar attı? | Open Subtitles | إذاً، ما الذي جاء بك إلى هنا في هذا الصباح الجميل؟ |
'Bu sabah gelen bir kayıtla ilgilenebilirsin.' | Open Subtitles | أنت تشير إلى تقرير' الذي جاء في هذا الصباح. |
Evet tatlım seni bu gece kapıma getiren şey nedir? | Open Subtitles | اذا، عزيزتي... ما الذي جاء بكى إلى مدخلي فى هذا المساء القاسى ؟ |
Toplantı Salonuna gelme sebebin ne? | Open Subtitles | ما الذي جاء بكِ إلى قاعة الاجتماعات؟ |
Evet, Missy seni Teksas'tan buraya getiren nedir? | Open Subtitles | إذن ميسي، ما الذي جاء بك عبر كل هذه المسافة من تيكساس؟ |
Seni almak için gelen diğer silahlı adamlara ateş ediyorlar. | Open Subtitles | الذي جاء لأخذك |
Gökyüzünden gelmiş olan Beyaz Bufalo Kadını, ...yerlilere nasıl daha iyi yaşanacağını öğretmiş ve Tanrıya nasıl dua edileceğini göstermiştir. | Open Subtitles | الذي جاء نزولا من السماء وعلمت الهنود... كيفية عيش حياة فاضلة... وكيفية الصلاة للخالق. |
- Merhaba. - Selamlar! Sizi buraya hangi rüzgâr attı? | Open Subtitles | مرحباَ حسناَ ما الذي جاء بك من هذا الطريق ؟ |
Bugün Clybourne Park Geliştirme Derneği'nden seni görmeye gelen adamın anlattıklarını söylüyoruz. | Open Subtitles | فقط نخبركِ عن السيد الذي جاء يريدكِ اليوم وهو من أتحاد تحسين 'كليبورن بارك |