Onun size yaptığı bir bilekliği taktığınızı söylüyor, ve sizin yaptığınızı takıyor. | Open Subtitles | يقول بأنكِ ترتدين السوار الذي صنعه لكِ و هو يرتدي الذي صنعته أنتِ له |
Kocanın yaptığı bir filmi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر الفلم الذي صنعه زوجك |
Delvalle, yaptığı bir alıcıyla yayınlarından birisini duymuş. | Open Subtitles | (ديفال) سمع أحد برامجه على الجهاز الذي صنعه. |
Kendi yarattığı bir virüs taşıyor - Chimera, ve o virüsün ilacı, Bellerophon. | Open Subtitles | كان يحمل الفيروس الذي صنعه الكميرا والمضاد له البلروفون |
Kardeşi Rahaman da buradaydı. Onun yarattığı bir şeydi. | Open Subtitles | اخوه رحمان كان هناك كان هو الشيء الذي صنعه |
Demek Francis'in onun için yarattığı makam bu. | Open Subtitles | اذن فهذا المنصب الذي صنعه فرانسس من اجله |
Tanrının senin için yarattığı vücut. | Open Subtitles | هذا الجسد الذي صنعه الله لك |
Ya senin hakkında yanılıyorsak ya sen gerçekten Ultron'ın yaptığı bir canavarsan- | Open Subtitles | إذا كنا مخطئين حيالك وكنت الوحش الذي صنعه ألترون) لتكونه)... |
Bu Tanrı'nın yarattığı bir gün ve bu günü benim için yarattı. | Open Subtitles | هذا هو اليوم الذي صنعه الإله و هو صنعه من أجلي |