Ben Duncan değilim. Üçüncü bölüme geçmek üzere olan buradaki zenci. | Open Subtitles | أنا لست دنكان، أنه هذا الزنجي الذي على وشك أن يذهب للمستوى الثالث |
Atışı kaçırmak üzere olan. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي على وشك أن يفسد القفزة العالية |
Yüzü patlamak üzere olan bir volkan gibi. | Open Subtitles | ويبدو كامل وجهه كالبركان الذي على وشك الإنفجار |
Asya'yı yok etmek üzere olan adam dedi bunu. | Open Subtitles | تكلموا مع الرجل الذي على وشك أن تتدمر أسيا. |
Tayfanın bir kısmı sana inanacaktır da ancak bu, başlamak üzere olan savaşı durdurmak için yeterli olacak mı? | Open Subtitles | لكن هل سيكون هذا كافيًا لوقف القتال الذي على وشك الحدوث؟ |
Kirlilerin içine gitmek üzere olan kotundan buldum. | Open Subtitles | في سروالك الجينز الذي على وشك أن يدخل المغسلة. |
Dökülmek üzere olan onca kan, kaybedilecek onca şey... | Open Subtitles | كل الدماء الذي على وشك سفكه، وكل الأمور التي على وشك الضياع .. |
Patlamak üzere olan kalbimi ne yapayım peki? | Open Subtitles | ماذا أفعل بقلبي ، الذي على وشك الانفجار ؟ |
Gezegene çarpmak üzere olan bir göktaşı gibi. | Open Subtitles | هذا مثل النيزك الذي على وشك اصابة الأرض |
Ve gerçekleşmek üzere olan ne? | Open Subtitles | وما الذي على وشك أن يحدث. |
Ama daha önemlisi, şu anda o binadan düşmek üzere olan adam, Sylvester Dodd onu kurtarabilmek için kendi hayatını da tehlikeye attı. | Open Subtitles | لكن الأكثر أهميّة، الرجل الذي على وشك السقوط من ذلك المبنى، (سيلفستر دود)، خاطر بحياته حتى يُنقذه أيضاً. |