Burada yaşayan birinin olası bir otobüs olayından bahsettiğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول أن الرجل الذي يعيش هنا ذكر حادثة محتملة بشأن حافلة. |
Burada yaşayan çocuk Malestrazza'nın hâlâ-- | Open Subtitles | أو تعلم، الفتى الذي يعيش هنا يتحدث عن ماليسترازا كأنه لا يزال |
Yani, şu yere bakıyorum ve Burada yaşayan kişiyi tanımıyorum. | Open Subtitles | أعني، أنظر في أنحاء هذا المكان ولا أعرف الشخص الذي يعيش هنا |
Burada yaşayan teğmen, baskı yapmış. | Open Subtitles | ربما يستطيع الضابط الذي يعيش هنا أن يضغط عليه |
Burada yaşayan adam hakkında elimizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا نملـُـك شيئاً مع هذا الرجل الذي يعيش هنا |
Burada yaşayan adam bir dilenci değil. | Open Subtitles | الرجل الذي يعيش هنا ليس عاجزاً |
Bakın Burada yaşayan kişi onu görmem gerekiyor. | Open Subtitles | ...أنصتِ، الشخص الذي يعيش هنا إنّه هامٌ جداً لي أنّ أراه |
Yoksa Burada yaşayan adam seni vururdu. | Open Subtitles | الرجل الذي يعيش هنا لكان أصابك بالرصاص |
Burada yaşayan adam, iri adam. | Open Subtitles | ذاك الرجل الذي يعيش هنا الرجل الضخم |
Bir zamanlar Burada yaşayan adamı arıyorum. | Open Subtitles | فقط ابحث عن الشاب الذي يعيش هنا |
Burada yaşayan birine benziyorsun. | Open Subtitles | -لكنك تشبه الرجل الذي يعيش هنا |
Burada yaşayan adam bu. | Open Subtitles | هذا هو الرجل الذي يعيش هنا. |
Burada yaşayan adam ölmüş. Öbür anahtar da sadece onun kardeşi Ali Mahmut'taymış. Onu çağırabilir mi? | Open Subtitles | قالت أن الرجل الذي يعيش هنا قد مات، وشقيقه (علي محمود) هو الشخص الوحيد الذي يملك مفتاحا. |
Belli ki Burada yaşayan mal oğlu mal da iyi değilmiş. | Open Subtitles | وكذلك ابن السافلة الذي يعيش هنا! |
Burada yaşayan adamla takılır. Darrin Hodge. | Open Subtitles | أنهُ يتجّول مع الرجل الذي يعيش هنا (دارين هاودج) |
Burada yaşayan bir serbest fon yöneticisine ait. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} إنها تعود إلى مدير الصندوق الوقائي الذي يعيش هنا |
- Burada yaşayan adam bir polis. | Open Subtitles | - الرجل الذي يعيش هنا شرطي. |
Ray, Burada yaşayan adam... | Open Subtitles | (راي)، الرجل الذي يعيش هنا... |