Bir şey yapmak için yeterli bir bilgimiz yok ama panik çıkarmak için var. | Open Subtitles | ليس لدينا معلوماتٍ كافية لتفيد بأي شيءٍ عدا الذُعر |
Eğer çok zorlanırsa, duvarda panik düğmesi var. | Open Subtitles | لو أصبح التعامل معها صعب هنا زر الذُعر على الحائط |
Çalışanlarımın kusuruna bakmayın. panik yaptılar. | Open Subtitles | وأعتذر بالنيابة عن مساعديني لقد اصابهم الذُعر |
panik odası fikri hakkında bir kaç komşu ile konuştum. | Open Subtitles | إسمع ، أخبرت بعض الجيران "عن فكرة "غرفة الذُعر |
Buna panik atak diyoruz. | Open Subtitles | نعم , ندعو ذلك بنوبة الذُعر |
Her türlü panik yaşanacak. Burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | بأيّة حال ، إنـّه الذُعر. |
Nefes almaya çalış kız. panik omzunda bir kartal gibidir. | Open Subtitles | حاولى أن تآخذى نفسك يا (جود) ، فهذا الذُعر سيضرك كثيراً |
Trisha'nın ilk tepkisi genellikle panik olur. | Open Subtitles | عادة، أوّل ردّة فعل ل(تريشا) هي الذُعر |