Bugün, sigara içmeyen kadınların, sigara içmeyen erkeklere kıyasla üç kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma riski taşıdığını biliyoruz. | TED | وما نعرفه اليوم هو أن النساء غير المدخنات أكثر عرضة بثلاث مرات للإصابة بمرض سرطان الرئة من الرجال الغير مدخنين. |
Aynı şeyi akciğer kanseri veya herhangi bir hastalık içinde yapabiliriz. | TED | يمكننا ان نفعل نفس الشيء بالنسبة لسرطان الرئة ولكل مرض آخر. |
akciğer enflamasyonu pankreas yetmezliğinin bir komplikasyonu ve eski haline dönebilir. | Open Subtitles | إن التهاب الرئة هو من مضاعفات فشل البنكرياس والفشل قابل للعلاج |
ciğer dokuları hâlâ iş görür. Bize ölüm sebebini verebilir. | Open Subtitles | مازال نسيج الرئة هذا صالحاً، سيساعدنا في تحديد سبب الوفاة. |
akciğer atardamarına kurşun denk gelmiş. Sol ciğerden gelen kan akışının çoğunu engelliyor. | Open Subtitles | توجد رصاصة في فرع شريانه الرئوي تحجب أغلب الدم المتدفق من الرئة اليسرى |
Umarım doğru telaffuz etmişimdir. Amerikan akciğer Hastalıkları Hekimleri Birliğinden kendisi. | Open Subtitles | آمل أنني ألفظ هذا بشكلٍ صحيح، من شركاء طب الرئة الأمريكيين. |
Fakat birkaç ay önce, ...Judy'ye 3.dereceden... ...akciğer kanseri teşhisi konulmuş. | TED | ولكن قبل بضعة أشهر فقط, شخصت جودي بسرطان الرئة من المرحلة الثالثة. |
İlk olarak, bu dört maddeden hangisinin astım hastalarının akciğer sağlığı üzerinde en fazla etkiye sahip olduğunu çözmek istedim. | TED | في البداية, كنت أريد أن أعرف أي من هذه الملوثات الأربع لها الأثر الصحي السلبي الأكبر .على صحة الرئة عند مرضى الربو |
Sizden kendinizi Julie'nin yerine veya astım hastası veya bir başka akciğer bozukluğu çeken bir yakınınızın yerine koymanızı istiyorum. | TED | لذلك أريدكم أن تتخيلوا أنكم في مكان جولي أو أي شخص قريب منكم .يعاني من الربو أو من أي اضطراب في الرئة |
BD: Novocure'nin ikinci hedefi olarak ayrıca akciğer kanseri üzerinde çalışıyor. | TED | بيل دويل: اشتغلت أيضا نوفوكيور على سرطان الرئة كالهدف الثاني. |
Novocure akciğer kanseri tedavisine girdi. Onun durumunda, | TED | منذ ثلاث سنوات دخلت في تجربة نوفوكيور لسرطان الرئة. |
Bu hipotezin ispatlanması için şimdi İsviçre'deki Karolinska'da yeni bir araştırma projesi vardır. akciğer kanseri, pankreas kanseri, | TED | لدينا المزيد من التجارب المبرمجة حول سرطان الرئة وسرطان البنكرياس وسرطان المبيض وسرطان الثدي. |
4. evresinde akciğer kanseriyim. | TED | أعاني من سرطان الرئة في مرحلته الرابعة. |
ilginç olan, kadınlar akciğer kanseri tanısı aldığında, kurtulma şansları erkeklerden daha yüksek. | TED | ومن المثيرللاهتمام أنه حين تشخص النساء بمرض سرطان الرئة فإن نسبة شفائهن تكاد تكون أفضل من الرجال. |
Araştırmacılarımız hem kadın hem de erkeklerde akciğer tümör hücrelerinde belirli genlerin var olduğunu buldu. | TED | لقد وجد باحثينا أن هناك جينات معينة في خلايا ورم الرئة لدى كلا الرجال النساء والرجال. |
ciğer nakli listesinde adı var ama listenin yukarıları çıkabilmesi düşük ihtimal. | Open Subtitles | أدرجت اسمها في لائحة زرع الرئة لكن لا يبدو بأنه سيأتيها الدور |
Birden fazla pıhtı bağırsak iskemisini akciğerleri ve karaciğeri birbirine bağlar. | Open Subtitles | والخثرات المتعدّدة في الدم قد تفسّر احتشاء الأمعاء، ومشاكل الرئة والكبد |
Kaza geçiren bir anne ve akciğeri delinmiş çocuğu hakkında yazıyorum. | Open Subtitles | انا اكتب لأم طفل. والذى اصيب بثقب فى الرئة جراء حادث. |
Yapışacaklar ve akciğere kan kanalının kenarlarından girmeye çalışacaklar. | TED | ثمّ تحاول الذهاب إلى جانب الرئة عبر القناة الدموية. |
- Denizci, ezilmiş ciğeri ile hastahanede yatıyormuş. - Ölebilirdi. | Open Subtitles | البحار في المستشفى وهو مصاب بثقب في الرئة وقد يموت |
Hastada pnömoni gelişti. akciğerleri tıkanıyor. | Open Subtitles | المريض يتظاهر بالتهاب الرئة رئتاه تمتلئان بسرعة |
bir çeşit yeşil Ciğerler olacak. Bunu aynı zamanda görünüşüne merkezi bir şeyle saklayabilirsiniz, | TED | الأخاديد تصير نوعا من الرئة الخضراء التي تمنح المنظر، الذي يمنح الضوء، التهوية، ويجعل المبنى متجدد. |
Neden böyle peki? Çünkü, aslında Akciğerin yüzölçümü çok eğreti tanımlanmış bir şey. | TED | لماذا؟ لأنه ، في الواقع ، منطقة الرئة شيء غير محدّد تماما. |
Aldığı nefes organların arasında kalacak ve Akciğerler yavaşça özelliğini kaybedecek. | Open Subtitles | سوف يطور أعراض إنتفاخ الرئة , مما يعني طالما تتدهور رئتيه |
Zatürree hastam Bayan Emmy'nin sol akciğerinde gırla sıvı var. | Open Subtitles | مريضتي ذات الرئة الملتهبة لديها الكثير من الفضلات السائلة في رئتها اليسرى |
İdrar torbası küçülür ve ciğerleri normal şekilde gelişebilir. | Open Subtitles | فيخف الضغط من المثانة و ستتمكن الرئة من النمو |
Cilia (tüycükler) adı verilen bu yapılar aslında mukusu akciğerden dışarıya taşıyor. | TED | هذه الهياكل تسمّى أهدابا، وهي قادرة على تحريك المخاط نحو خارج الرئة. |
akciğerim delinmiş, bir de birkaç kaburgam kırılmış. | Open Subtitles | أُصبت بثقبٍ في الرئة و كُسرت بعض أضلاعي فحسب |
Takılan damar yolu akciğerinin yanında yavaş yavaş genişleyen bir delik açmış olabilir. | Open Subtitles | وقد يكون الأنبوب المركزي قد حفر ثقباً قرب الرئة |