Daha az öksürük ve nefes yetmezliği ile Akciğerler, bir ay içinde daha sağlıklı hale gelir. | TED | وتصبح الرئتان أكثر صحةً بعد حوالي شهر، مع سعالٍ أقل وتحسّن في مشكلة ضيق التنفس. |
Yerinde olsam, böbreğimi satardım, çünkü Akciğerler tekrar büyüyemez. | Open Subtitles | لو كنت مكانك كنت سأبيع الكلية، لأن الرئتان لا تنموان مجدداً |
O halde araştırmayı genişletelim. Öksürük faktörü ve puslu Ciğerler. | Open Subtitles | لذا فلنوسع البحث مضيفون السعال و الرئتان القاتمتان |
Kan akmaz, Ciğerler nefes almaz. | Open Subtitles | الدم يتوقف معن التدفق الرئتان تتوقفا عن التنفس |
Önce kasları felç ediyor, sonra sinirleri, sonra organları, sonra Akciğerleri, kalbi, beyni... | Open Subtitles | في البداية الشلل.. العضلي ثم العصبي ثم الأجهزة.. الرئتان , القلب , المخ |
Akciğerleri temiz. EEG çekin ve beyin fonksiyonlarının yerinde olduğundan emin olun. | Open Subtitles | الرئتان نظيفتان، مخطط لكهربائية القلب تأكدي أن المخ سليم |
Burada neredeyse hepsini almış; akciğer hariç her şeyi. | Open Subtitles | لقد أخذها كلها تقريبا،كل شيء عدا الرئتان |
Kalpleri zar zor atıyor, ciğerleri çökmüş durumda. | Open Subtitles | قلباهما ينبضان بصعوبة الرئتان انهارا بكليهما |
Akciğerler büzülüp, nefes almayı olanaksızlaştıracak. | Open Subtitles | ثم تبدأ الرئتان في الانكماش، بحيث يكون من المستحيل التنفّس |
Akciğerler çalışıyor ama buna rağmen nefes alamıyor. | Open Subtitles | الرئتان بخير ومع ذلك فهي لا تستطيع التنفّس |
Akciğerler ıslak. Oksijen saturasyonu düşüyor. | Open Subtitles | الرئتان مشبعتان بالسوائل تشبع الأكسجين في انخفاض |
Akciğerler aşırı derecede kan birikmesi var. | Open Subtitles | الرئتان تُشير لوجود إحتقانٌ رئويٌّ حادّ. |
Fakat Akciğerler neredeyse buna sebep olabilir. | Open Subtitles | لكن قد تقودنا الرئتان لما يسبب الهلوسة |
Ciğerler elimde olsa onların da kum dolu olacaklarından eminim. | Open Subtitles | لو كان لديّ الرئتان هنا، أظن أنني سأجدهما مليئتان بالأتربة أيضاً |
- Evet beyler Ciğerler... - Ciğerler... | Open Subtitles | .. ـ لذا، أيها السادة، الرئتان .. ـ الرئتان |
Ciğerler ıslık çaldığında, yemek pişmiş demektir. | Open Subtitles | عندما تصدر الرئتان صفيراً، يعني هذا نضج الطعام |
Akciğerleri sertti, ARDS olabilir. | Open Subtitles | الرئتان قاسيتان قد تكون متلازمة الهبوط التنفسي الحاد |
Yan yolu yerleştirdikten sonra bebeğinizin Akciğerleri gelişmek için daha fazla yere kavuşmuş olacak ve bu sayede semptomlarda kaybolacak. | Open Subtitles | سنضع الأنبوبة بداخله ستجد الرئتان مساحة للنمو و الأعراض ستذهب من عندك |
Lakin, otopsisini yaptığımda, Akciğerleri tertemizdi. | Open Subtitles | لكنّ عندما قمتُ بالتشريح الرئتان كانتا خاليتان |
Burada neredeyse hepsini almış; akciğer hariç her şeyi. | Open Subtitles | لقد أخذها كلها تقريبا،كل شيء عدا الرئتان |
Ver. akciğer, kalp, karın boşluğu normal. | Open Subtitles | الرئتان و القلب و البطن كلها سليمه |
Oksijen seviyesi kötü durumda, ayrıca ciğerleri sıvıyla dolu. | Open Subtitles | الأكسدة مرتفعة بشدة و الرئتان ممتلئتان بالسوائل |