Fakat primat türlerinin çok büyük çoğunluğu sıcak, tropik ormanlarda yaşarlar. | Open Subtitles | لكن الغالبية العظمى من أنواع الرئيسيات تعيش في غابات استوائية دافئة. |
Her primat grubunda bir alfa erkeği, bir de alfa dişisi olur, bir taneden fazla olmaz. | TED | كل مجموعة من الرئيسيات فيها ذكر الفا واحد وأنثى الفا واحدة، واحد فقط ليس أكثر. |
Aynı zamanda,insan olmayan primatlar arasında en karışık sesli iletişime sahipler. | Open Subtitles | لديهم أيضا اللفظيات الأكثر تعقيداً من أي من الرئيسيات غير البشرية. |
primatlar da. Mavikuşlar oldukça meyilli. | TED | و الرئيسيات أيضا. و بعض الطيور أيضا عرضة لهذا الشعور. |
primatların ve diğer hayvanların iyiliklerin karşılığını verdiğine dair | TED | هناك في الواقع أدلة كثيرة في الرئيسيات وحيوانات أخرى |
Çoğu primatın mükemmel renk görüşü vardır ve renk de iletişimde kullanılabilir. | Open Subtitles | لدى مُعظم الرئيسيات بصيرةٌ مُلونة متفوقة، واللون يمكن تسخيره في التواصل أيضاً. |
Sizce hangi primat türü yakalanmış primatlara göre yaban primatlardan daha farklıdır? | TED | أي نوع من الرئيسيات تعتقدون أنه أكثر تنوعًا من الرئيسيات البرية بالمقارنة مع الرئيسيات المحتجزة؟ |
Yükseklik korkusu olan tek primat türü, bildiğim kadarıyla insan. | TED | يبدو البشر وكأنهم الرئيسيات الوحيدة التي أعرفها والتي تخاف من المرتفعات. |
DNA sonucuna göre bu bir primat. | Open Subtitles | لقد جاءت نتيجة فحص الحمض النووي لفصيلة الرئيسيات |
Dünyada 350'den fazla primat türü bulunmaktadır. | Open Subtitles | يوجد أكثر من 350 نوعاً من الرئيسيات على الأرض. |
İyi iletişim primat topluluklarının ayırıcı özelliklerinden biridir. | Open Subtitles | التواصل الجيد إحدى العلامات المميزة لمجتمع الرئيسيات. |
Bizim gibi primatlar dahil, memelilerin amigdalasının nörojenez gösterdiği artık kesin. | TED | بات الأمر واضحاً الآن بأن الأميجدالا عند الثدييات بما فيها الرئيسيات والبشر يمكنها أن تظهر نمواً في الخلايا العصبية. |
Diğer primatlar korktuklarında, kendilerine güvende hissetmek için ağaçların tepesine kaçarlar. | TED | حينما تشعر كل الرئيسيات الأخرى بالخوف، فهي تصعد إلى شجرة حيث تحس بالأمان. |
Böylece primatlar ortaya çıktı ve onların içinde de insanlar. | Open Subtitles | فأخرجت لنا الرئيسيات .. ومن الرئيسيات جاء البشر |
Ama en önemlisi, ...primatlar öğrendikleri şeyleri hayatları süresince unutmazlar. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، تتذكر الرئيسيات ما تعلموه خلال حياتهم. |
Biz de dahil primatların sahip olabileceği nöron sayısıyla beden boyutu arasında bir takas vardır. | TED | هناك مفاضلة بين حجم الجسم وعدد الخلايا العصبية التي يمكن لأحد الرئيسيات بما فيهم نحن، أن يتحملها |
Alet kullanmak, primatların evrimindeki büyük bir buluştur. | Open Subtitles | كان استخدام الأداة نقلةً رئيسية في تطور الرئيسيات. |
Bu yakalanmış bir primatın mikrobiyomuna daha çok benzer. | TED | هذا يشبه النبيت الميكروبي لدى الرئيسيات المحتجزة. |
Onlar hayvanat bahçelerindekilerden çok yabani primatlardan daha farklılar. | TED | لذا فإنهم أكثر اختلافًا من الرئيسيات البرية بالمقارنة مع تلك التي في حديقة الحيوان. |
Justine, bu hayvanları araştırmak için ...10 yıldan fazla zaman harcamış olan, primatolog Tatyana Humle'nin rehberliğine ihtiyaç duydu. | Open Subtitles | تحتاج "جوستن" الإرشاد الخبير من عالمة الرئيسيات "تاتيانا هوملي" التي قضت أكثر من 10 سنوات تدرس هؤلاء الأفراد. |
Cildimizin altında, her tarafında, başka hiçbir primatta bulunmayan bir yağ dokusu var. | TED | الموجودة تحت جلدنا، الاطبقة موجودة في جميع انحاء جسمنا لا شيء اقل منه في اي من الرئيسيات |
Laboratuvarım bunu ilk fark ettiğinde, insan dışındaki primatları araştırıyorduk. | TED | أخذ مختبري هذا الانطباع عندما كنا ندرس الرئيسيات غير البشرية. |
Biz primatlarız yani adil karşılaştırma diğer primatlarla olandır. | TED | إننا من الرئيسيات، إذاً فالمقارنة الصائبة تكون مع الرئيسيات الأخرى. |