| Şu koku burnumun direğini kırıyor. | Open Subtitles | وابعد ذلك البرميل لا يمكنني ان أشتم هذه الرائحة النتنة |
| Camları da açın, bu leş gibi koku gitsin! | Open Subtitles | و إفتحن النوافذ حتى تزلن هذه الرائحة النتنة |
| Torba torba altınla geldiklerinde... koku duyulmaz olur. | Open Subtitles | ولكن عليهم أن يشقوا الرائحة النتنة حين يدخلون حاملين تلك الأكياس الملأى بالذهب |
| Senin hayal evin buram buram ondan kokuyor. | Open Subtitles | ذات الرائحة النتنة الموجودة في منزل أحلامك |
| Çünkü canavar kokuşmuş şişko kaltakları yemez! | Open Subtitles | أيّها الأحمق، لأنّ الوحوش المخيفة لا تأكل العاهرات السمينات ذات الرائحة النتنة |
| Kokudan zar zor nefes alıyordum. | Open Subtitles | بالكاد كنت أتنفس من الرائحة النتنة |
| İzninizle burada biraz daha kalıp kötü kokuyu takip etmek istiyorum. | Open Subtitles | بعد إذنك، أرغب في البقاء لفترة أطول وتعقب الرائحة النتنة |
| Bilirsin, hani kadınlar ne kadar yıkanırsa yıkansın, ne kadar temizlenirse temizlensin hiç çıkmayan koku. | Open Subtitles | الرائحة التي تبقى مهما كانت عدد مرات الإستحمام، مهما كانت عدد المرات التي حاولت إزالة الرائحة النتنة منها. |
| Ve bu koku Paris'in başka hiç bir yerinde, | Open Subtitles | ولم تكن ثمة بقعة فى باريس تتعمق بها تلك الرائحة النتنة بشكل مثير للاشمئزاز |
| Havadaki kötü koku sülfür kalıntıları. | Open Subtitles | الرائحة النتنة في الهواء ناتجة عن ترسبات الكبريت المكشوفة |
| Ardından korkunç derecede pis bir koku yayıIdı. Çürümüş bir ceset gibiydi. | Open Subtitles | وهناك تلك الرائحة النتنة الكريهة كرائحة شئ متعفن، شئ ميت |
| Bu koku ve yıldırım fırtınası arasında ve 5km civarındaki tüm inekler öldüğüne göre paramı şeytanlara yatırıyorum Alex. | Open Subtitles | بالإضافة إلى الرائحة النتنة والعواصف المريعة وجميع الأبقار الميتة في نطاق 3 أميال سأراهن على الكائنات الشيطانيّة بألف دولار |
| Annem, çitlerin diğer tarafından gelen iğrenç bir koku yüzünden birkaç kez danışmayı aradı. | Open Subtitles | كان على أمي استدعاء البلدية عدة مرات بسبب الرائحة النتنة التي كانت تأتي من فوق السياج |
| Tanrım, bu koku da kimden geliyor böyle? | Open Subtitles | يا إلهي ، ما شأن هذا ذو الرائحة النتنة ؟ |
| Bu iğrenç koku da nereden geliyor? | Open Subtitles | من أين تأتي هذه الرائحة النتنة ؟ |
| Psikopat ikizinin montu lağım gibi kokuyor. | Open Subtitles | معطف إختكِ المختلة ذو الرائحة النتنة. |
| Çok iğrenç kokuyor. | Open Subtitles | يا لهذهِ الرائحة النتنة |
| Seni bu kokuşmuş İranlılardan kurtarmaya geldim | Open Subtitles | جئت أنقذكِ من خاطفيكِ الإيرانيين ذوي الرائحة النتنة |
| Devam edin! - kokuşmuş kafirlere yol açın! | Open Subtitles | -أفسحوا الطريق لهؤلاء الوثنيين ذوي الرائحة النتنة |
| Buradaki pisk Kokudan derhal uzaklaşmam lazım. | Open Subtitles | يجب ان ابتعد عن الرائحة النتنة هنا |
| Karşıntıyı rahatlatmak ve kötü kokuyu azaltmak için bir şeylere ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاج شيئاً ليلطّف من الحكّة وشيئاً يُقلل الرائحة النتنة. |
| Şu apartmandaki kokuya bak! | Open Subtitles | شمي تلك الرائحة النتنة من ذلك العمارة ذات الشقق و الأخرى على الناحية الأخرى |
| kokusu, tüm parkeye yayılmıştı. | Open Subtitles | تلك الرائحة النتنة كانت تتصاعد نحو الطابق |
| Asit yağmurlarının kemirdiği bir gurup hurda tankı ve cesetlerin iğrenç kokusunu? | Open Subtitles | التي تصدّأ بالمطر الحامضي. الرائحة النتنة من الجثث ملأت الهواء. |