Adam kabine girer, parayı delikten verir, dansçı da diğer taraftan alır. | Open Subtitles | رجل دخل للكابينة وضع المال في الفتحة الراقصة تاخذه من الناحية الاخري |
dansçı fouetté'ye ayağını itip dönme momenti sağlayarak başlar. | TED | الراقصة تبدأ الفوتييه بالدفع من خلال قدمها لخلق عزم دوران |
Tamam, herkesi sürekli bilgilendireceğim ve dans hareketleriniz üzerine çalışmaya devam. | Open Subtitles | حسنا , سأبقي الجميع على علم واصلوا العمل في خطواتكم الراقصة |
Bu şarkı bana, ara sıra Crestmont'ta oynayan eski dans filmlerini hatırlattı. | Open Subtitles | هذه الأغنية تذكرني بالأفلام الراقصة القديمة التي نعرضها أحياناً في دار كرستمونت |
mezuniyet balosu elbiseleri 36 bedenin üstünde kimsenin üstünde iyi durmaz. | Open Subtitles | لا أحد أكبر من الحجم أثنان تبدين جميلة بفستان الحفلة الراقصة. |
Her dönüş arasında, dansçı bir an için durur ve seyirciye döner. | TED | بين كل لفة، تتوقف الراقصة لجزء من الثانية وتواجه الجمهور |
ve sürtünmeyle kaybedilen dışında, açısal moment dansçı point'teyken sabit kalmak zorundadır. | TED | وباستثناء ما تفقده بالاحتكاك تلك القوة الدافعة الزاوية يجب أن تبقى ثابتة بينما الراقصة تكون على أطراف أصابعها |
Bu yüzden altın dansçı ile benim aramda her zaman kocaman bir vitrin camı oldu. | Open Subtitles | فكانت دائماً توجد بين الراقصة الذهبية و بينى نافذة زجاجية عريضة |
Sabah uyandım ve altın dansçı yatağımın uçundaydı. | Open Subtitles | استيقظت فى الصباح و كانت الراقصة الذهبية هناك |
Ve 30'lu yıllardan sonra çizdiği resimlerde Olga artık parlayan bir dansçı değil, erken yaşlanmış, huysuz olmuş ve nefret ettiği karısıydı. | Open Subtitles | ،وعند عام 1930 رسماته عنها كانت دائما تعبر عن مشاعره لم يعد يظهر الراقصة المتألقة |
Bütün milli marşlar ve dans çılgınlıkları, türküler ve marşlar. | TED | هي كل تلك الاناشيد و الالحان الراقصة الصاخبة و الاغاني الشعبية و اغاني المسيرات |
Onların dans eden vücutları insanların dualarını tanrılara taşırdı ve tanrıların kararları, onlar aracılığıyla yeryüzüne ve insanlara ulaşırdı. | TED | وحملت أجسادهم الراقصة صلوات الناس إلى الألهة وإرادة الالهة تم تسليمها من خلالهم إلى الناس والأرض. |
Merhaba. Daha önce dans eden ayıları görmemiş olanlarınız için, işte bunlar dans eden ayılar. | TED | مرحباً. لأؤلئك الذين لم يروا الدببة الراقصة، ها هي الدببة الراقصة. |
Sen dans etmeyi sevmezsin zaten. | Open Subtitles | او الشريحة الكهربائية او الحفلات الراقصة |
Hangisini daha hızlı kullanırdık bilemiyorum, arabayı mı, dans eden taşra kızlarını mı. | Open Subtitles | لا أعرف علاما أمضينا الوقت أكثر السيارة أو الفتيات اللواتي كنَ يقصدن الحفلات الراقصة |
mezuniyet balosunda şarap soğutucusuna gizlice sızdığından bu yana çok yol almışsın. | Open Subtitles | حققتِ الكثير منذ أن كنت تسلّلين ثلاجات النبيذ إلى حفلات التخرج الراقصة. |
Öyleyse sinirli bir striptizci gelene kadar, kadın felan olmayacak. | Open Subtitles | إلى أن تأتي الراقصة الغاضبة فنحن بلا صحبة من النساء؟ |
Cinsel olarak heyecanlandı. Heyecanlılığı dansçıya geçti. | Open Subtitles | إنه مهتاج جنسياً هيجانه أصاب الراقصة بالعدوى |
Yaklaşık 10 dakka sonra Hank dışarı geldi Ve dili striptizcinin boğazındaydı Ona ilerde karısı olacağını söylüyordu. | Open Subtitles | خرج هانك بعد حوالي 10 دقائق وهو يقبل الراقصة بحرارة ويخبرها كيف أنها ستصبح زوجته |
- Sir William'a dansı sevdiğini söylemiş! - Bir sonraki baloya katılacakmış! | Open Subtitles | ـ قال أنه يحب الرقص ـ قال أنه سيحضر الحفلة الراقصة القادمة |
Ve sanıyorum ki sen de yeni oğlancığını dansa getireceksin.. | Open Subtitles | و أنا أعتقد أنّكِ ستحضرين فتاكِ الجديد في الحفلة الراقصة |
Ya da ehliyetimi aldığım gün. okul balomuzu. | Open Subtitles | اليوم الذي اجتزت فيه اختبار القيادة, حفلتنا الراقصة |
Seninle tanıştığında İspanyol dansçıyla evli değil miydi? | Open Subtitles | ألم تكن الراقصة الأسبانية متزوجة عندما قابلتها؟ |
Anlık duraklaması sırasında, Dansçının havadaki bacağı önden yana doğru giderek düzleşir, sonra tekrar dizine doğru kıvrılır. | TED | حتى أثناء التوقف الخاطف تعدل الراقصة ساقها المرتفعة وتحركها من الأمام إلى الجانب قبل أن تثنيها عائدةً إلى ركبتها |
Her şeyini Pole Dancer isimli bir ata bıraktığını söyleme. | Open Subtitles | لا شيء يقول لي ترك كل شيء لحصان الربع اسمه القطب الراقصة |
Peki ya Denise Patrick'in Red Dancing Shoes 'unu? | Open Subtitles | ليس بعد حسناً، وماذا عن: (الأحذية الحمراء الراقصة) لـ (دينيس باتريك)؟ |
Orada olmayacan bir dansçıyı nasıl yaptın? | Open Subtitles | كيف أمكنك صنع تلك الراقصة التي لم تكن هناك؟ |
Hey oradaki, danseden kraliçe. | Open Subtitles | الملكة الراقصة. راشيل، وهذا هو ستيفي بوي. |