Örneğin bir işletme iflas ettiğinde Erkekler ve kadınlar farklı tepkiler gösterir. | TED | فمثلا، تكون ردات فعل الرجال و النساء مختلفة بعد إخفاق مشروع ما. |
Bir başka konu da Erkekler ve kadınlar arasındaki ücret adaletsizliği. | Open Subtitles | مشكلة أخرى هي عدم المساواة في الأجر بين الرجال و النساء |
Neden? Çünkü bu genç erkek ve kadınların okuma öğrenecekleri yaşlarında Taliban eğitimi kısıtladı. | TED | لماذا؟ لأن طالبان عطلت التعليم خلال الفترة الزمنية التى كان يمكن أن يتعلم فيها هولاء الرجال و النساء |
Törenlerde, bu genç erkek ve kadınlar mezun olduklarında, o kalemi büyük bir gururla alarak ceplerine koyuyorlar. | TED | وفى الأحتفالات، حينما يتخرج هولاء الشباب من الرجال و النساء فإنهم يحملون ذلك القلم بفخر عظيم، ويضعونه فى جيوبهم. |
Belki kadınlar ve erkekler aynı bölgede yaşamıyordu ama gittikçe yakınlaşıyorduk. | Open Subtitles | ربما لا يعيش الرجال و النساء بنفس الرقم البريدي لكننا نقترب |
Anlıyorum, kadınlar ve erkekler tamamen eşit sadece güzel bir şeyler verilene kadar. | Open Subtitles | انا اعتقد ان الرجال و النساء متساويون فى ان يأخذوا الاشياء التى يلقوها الناس |
Erkeklerin ve kadınların birlikte yaşaması için seks yapmaları gerek. | Open Subtitles | الرجال و النساء يحتاجون لممارسة الجنس ليعيشوا سويةً |
Burada çok fazla adam ve at var. | Open Subtitles | لقد جلبت الكثير من الرجال و الخيول إلى هنا كل هذه الآثار.. |
Bu salı, şehrimizi yönetecek kadın ve erkekleri... seçeceğimiz gün, bu standartları göz önünde bulundurmalıyız. | Open Subtitles | عندما نختار الرجال و النساء الذين سيقودون مدينتنا سنُحسِن صُنعًا إن أبقيْنا تلك القيَم في أذهاننا |
Ve kadınlar Erkekler ve herkes için şiddetsiz bir gelecek yaratırken sizden bizimle durmanızı istiyorum. | TED | و اسالكم , ان تقفو الى جانبنا من أجل بناء مستقبل بدون عنف من اجل النساء و البنات و الرجال و الاولاد في كل مكان |
Bazen Erkekler ve kadınlar tamamen farklı dillerde konuşurlar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يبدو أن الرجال و النساء يتحدثون لغتين مختلفتين |
Bu ülkeyi her yerde özgür Erkekler ve kadınlar olması için ıslah etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج لإسترداد هذه البلاد من أجل الرجال و النساء و الأطفال فى كل مكان |
Tanrım, çok üzülüyor olmalı. Erkekler ve gururlarını bilirsin. | Open Subtitles | لا ان هذا يقتله تعلمين كيف الرجال و فخرهم |
Ve onlar milyonlarca siyah erkek ve kadını, 400 yıl boyunca katlettiler. | Open Subtitles | و سمح لتلك النبتة الضارة .. بأن تكبر و تخنق حياة ملايين من الرجال و النساء السود .. فى آخر أربعةمائة عام |
Ve onlar milyonlarca siyah erkek ve kadını, 400 yıl boyunca katlettiler. | Open Subtitles | و سمح لتلك النبتة الضارة .. بأن تكبر و تخنق حياة ملايين من الرجال و النساء السود .. فى آخر أربعةمائة عام |
Ölümlü erkek ve kadınlar kendi... dünyalarını savunuyorlar. | Open Subtitles | مدافعون من الرجال و النساء يقاتلون عن عالمكم الخاص |
Belki de pop kültürünün bize inandırdığı gibi, kadın ve erkekler farklı gezegenlerden değildir. | Open Subtitles | ربما لا يختلف الرجال و النساء كما يقولون |
Hatta kadın ve erkekler o kadar farklı ki, bizim nasıl geçindiğimizi merak ediyorsunuzdur. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الرجال و النساء مختلفين للغاية أن عليكم أن تتسائلوا كيف يمكنناأننتفقعلى الإطلاق. |
Haberin olsun, kadınlar ve erkekler arkadaş olabilirler. | Open Subtitles | و لمعلوماتك, الرجال و النساء يمكنهم أن يكونوا أصدقاء فقط |
Erkeklerin ve kadınların çoğu sessiz bir umutsuzluk yaşarlar. | Open Subtitles | معظم الرجال و النساء يقودون حياتهم بيأس ساكن |
Ben ortalıkta dolanıp adam ve küçük kızları öldürmüyorum, onları gömüp tekrar çıkarmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتجول و أقتل الرجال و الفتيات الصغيرات و أدفنهم و من ثم انبش قبورهم بووث؟ |
Bu savaş ve her gün öyle kararlar veren kadınları ve erkekleri desteklemeliyiz. | Open Subtitles | هذه هي الحرب , و علينا أن ندعم الرجال و النساء الذين يتخذون هذه القرارت كل يوم |
Açık rekabet prensibiyle hükümetimize bir çok genç insan çekmeyi başardık ve böylece de - politize ve kadın ve erkeklerin eşit temsil edildiği bir devlet müessesesi kurmayı başardık. | TED | و بداعي المنافسة المفتوحة استطعنا أن نجند في إدارتنا العديد من الشباب و استطعنا أن نبني مؤسسة غير سياسية تمثل الرجال و النساء بمساواة. |
Bana yaklaşan her kadın ve erkeğe temkinli davranırım. | Open Subtitles | أنا أرغب أن أكون متنبهاً لكل الرجال و النساء الذين يعملون عندي |
Bu adamlar ve aileleri Çin'deki baskıdan kaçıyorlar, bu gemilere binebilmek için ciddi bir meblağ ödüyorlar. | Open Subtitles | هربَ هؤلاء الرجال و عوائلهِم من القَمع في الصين و دفعوا مبالغَ طائلة من المال ليحجزوا مكاناً على هذا المركب |