Ama aynı zamanda Taliban üyelerinin kendisi için SMS oyları gönderdiğini bildiğini gizlice açıklıyor. | TED | . لكنها أيضا تكشف أنها على علم بأن أعضاء في حركة طالبان كانوا يرسلون الرسائل القصيرة كي يصوتوا لصالحها |
IM, SMS, e-postalar. Her şey. | Open Subtitles | المحادثات , الرسائل القصيرة , الايميلات .. |
Bir bilgisayardan gelmiş, telefondan değil sonra da bir yığın SMS sağlayıcılarında dolaşmış. | Open Subtitles | لقد جائت من كمبيوتر وليست من تليفون وبعدها وثبت على العديد من سيرفرات الرسائل القصيرة |
kısa mesaj gibi toplumsal araçlar, vaktinde harekete geçmek için polenlerin sayılarının arttığı ya da duman seviyesinin yükseldiği ya da doğal afetlerin ortaya çıktığı durumlar hakkında bilgi verebilir. | TED | تقنيات التواصل الاجتماعي،مثل الرسائل القصيرة ،يمكنها أن تخبرك عن نسبة ارتفاع غبار الطلع ،أو مستوى ارتفاع التلوث أو وقت حدوث كارثة طبيعية ما، كما يمكنها أن تعطيك المعلومة اللازمة لاتخاذ القرار المناسب في الوقت المناسب. |
Cep telefonlarının politikaya bakan yönü de gözardı edilemez. Kore'de hükümeti düşürmeye yardım eden kısa mesaj akınından İngiltere'deki Blairwatch Projesine kadar Basından kaçmaya çalışan politikacıları göz hapsine alıyor | TED | كما أن المظاهر السياسية للهاتف المحمول لا يمكن تجاهلها أيضا، من الموجات الهائلة من الرسائل القصيرة في كوريا التي أدت بالإطاحة بالحكومة، إلى مشروع "Blairwatch" في المملكة المتحدة، التي جذبت السياسيين الذين يتفادون التعامل مع الصحافة. |
15 dakika önce mesaj atıp ayrıldım ondan. | Open Subtitles | لقد انفصلت عنها منذ ما يقرب من 15 دقيقة عن طريق الرسائل القصيرة |
Kız arkadaşınızla mesajlaşırken, onun size yalan söyleyip söylemediğini anlayacak bir sahtekârlık-saptama makinesi söz konusu değil. | TED | هذه ليست آلة كشف خداع لتخبر اذا كانت صديقتك الحميمة تكذب عليك في الرسائل القصيرة. |
SMS, şehir, özel video beslemeleri, her şey! | Open Subtitles | الرسائل القصيرة ، المدينة ، مشغلات الفيديو الخاصة ، كل شيء |
O sıralar Odeo'da aynı zamanda SMS'ler ile uğraşıyorduk, sonra bu ikisini bir araya getirdik, 2006'nın başlarında Twitter'ı Odeo'nun yan bir projesi olarak başlattık. | TED | في ذلك الوقت كنا نلهو مع الرسائل القصيرة في أوديو، فكأننا أدخلنا المشروعين مع بعضهما الآخر، وفي بداية 2006 أطلقنا تويتر كمشروع جانبي لأوديو. |
SMS servisiyle olur mu? | Open Subtitles | هل نحاول عبر الرسائل القصيرة إذًا؟ |
SMS servisiyle olur mu? | Open Subtitles | هل نحاول عبر الرسائل القصيرة إذًا؟ |
Senin kuşağın SMS kuşağı. | Open Subtitles | ..جيلك، إنه جيل الرسائل القصيرة |
Port-au-Prince'taki kentsel tahribat yüzünden SMS'lerden oluşan bir sağanak geldi -- insanlar yardım istiyor, yardım etmemiz için yalvarıyor, veri paylaşıyor, desteklerini sunuyor, sevdiklerini arıyorlardı. | TED | لأنه من الدمار الحضاري في بورت أو برنس جاء سيل من الرسائل القصيرة -- أشخاص يصرخون طلبا للمساعدة، يتضرعون لنا للمساعدة، يتشاركون البيانات، يعرضون الدعم يبحثون عن أحبائهم. |
Ama benim bunu konuda konuşmaktaki amacım sizlere şunu göstermek -- umarım herkesin katılabileceği, kazananın SMS oylaması ile belirlendiği, bu yetenek yarışmalarının aşiret toplumlarını nasıl değiştirdiğini gösterebilirim. | TED | ولكن وجهة نظري في مناقشتي هذا الأمر هو لأظهر لكم -- أتمنى ان أكون قادرة على أن أريكم أن هذه المسابقات المبنية على أساس الجدارة مع المساواة في الوصول إلى الجميع ، مع اختيار الفائز عن طريق التصويت عبر الرسائل القصيرة ، تغير المجتمعات القبلية. |
15 dakika önce mesaj atıp ayrıldım ondan. | Open Subtitles | لقد انفصلت عنها منذ ما يقرب من 15 دقيقة عن طريق الرسائل القصيرة |
Günümüzde her çeşit yalanın -- sahte otel incelemeleri, sahte ayakkabı incelemeleri, mesajlaşırken kız arkadaşınızın sizi kandırması -- bunların hepsi farklı yalanlar. Her biri farklı bir üslupla ilerliyor. Ama artık her şey kaydedildiği için, bütün bu farklı yalanları inceleyebiliriz. | TED | نحن نصدق أن كل كذبة الآن, كل نوع من الكذب -- نقد فندق زائف, نقد أحذية زائف, صديقتك الحميمة تخونك في الرسائل القصيرة -- كل هذه أكاذيب مختلفة. سيكون لديهم أنماط مختلفة من اللغة. لكن لأن كل شيء مسجل الآن, نستطيع أن نرى كل هذه الأنواع من الأكاذيب. |