Şimdi köşeye git ve gözlerini kapat, sakın dikizleme. | Open Subtitles | الان .. أذهبى وغمى عيونك فى هذه الزاويه ولا تسترقى النظر |
Küçük şövalyeni köşeye sıkıştırınca nakavt oldun. | Open Subtitles | و لكن الضربه القاضيه الحقيقيه كانت عندما حاصرت رجل الحصان في الزاويه |
köşeyi dönme şansım olmadan önce ve son bölümü yazamadan önce... | Open Subtitles | كان سيء جدا كان يجب ان يلحقني قبل ان تأتيني الفرصه للاستدار حول الزاويه |
Köşede güzel bir kafe var. Orada bekleyebilirdin. İçerde! | Open Subtitles | يوجد مقهى عند الزاويه كان عليك الإنتظار هناك |
köşedeki aptalların üzerindekileri... koparmıyor. | Open Subtitles | لا يستحي ذلك التبن وهم الحمقى الذين يجلسون عند الزاويه قريب. |
Kuzeybatı köşesi. | Open Subtitles | النقطه المعتاده ، الزاويه الشماليه الغربيه |
Market ve Chestnut sokağı arasındaki köşeye bir iniş bölgesi istiyorum. | Open Subtitles | اريد من ال زد ان يكون هناك عند الزاويه قبل السوق والتقاطع. |
Sen, köşeye geç ellerini bağla çeneni kapat. | Open Subtitles | انت الى الزاويه يديكِ الى جانبيكِ فمك مغلق |
- Siktir et o fahişeyi! - Aşağıdaki köşeye bak. | Open Subtitles | تخلص من اللعين انظر الى الزاويه |
Billy, seni köşeye kadar bırakayım. | Open Subtitles | هيا بيلي ، سأوصلك إلى حد الزاويه |
Beni sağ köşeye indirin. | Open Subtitles | فقط أنزلني للأسفل عند الزاويه اليمنى |
Robinson boyunu kullanara sağ köşeye uzanıyor. | Open Subtitles | روبنسون يرمي نفسه فى الزاويه اليمنى |
- Hemen köşeyi dönünce. - Sağol. | Open Subtitles | فقط تمشى حول الزاويه حسنا, أشكرك |
Spring Sokağı'nda. Senin oradan köşeyi dönünce. | Open Subtitles | في الزاويه مقابله لشقتك |
Şu. Şu sağ köşeyi. Onun yanında... | Open Subtitles | في الزاويه اليمنى، لا ، هناك |
Bayanlar baylar, bu gecenin asıl mücadelesinde kırmızı Köşede unvanı almak isteyen Maggie Fitzgerald. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي لدينا في هذه الامسيه في هذه الزاويه المتحديه ماجي |
Yalıtımlı, Köşede kendi pisliği olan kilitli bir odada olmasını görmeyi çok isterim | Open Subtitles | أفضّل أن أراه في غرفه مغلقة، مبطنة يتغوّط على نفسه في الزاويه |
Şu Köşede en sevdiğim tasarımcı Kevan Hall'un... en son koleksiyonu var. | Open Subtitles | هناك في هذا الزاويه عندي قاعه كيفين الذي أعتبره مصممي المفضل له مجموعة جديدة. |
- Harika. köşedeki yeri arayacağım. | Open Subtitles | حسناً , سأتصل فقط بالمحل المجاور عند الزاويه |
O iki kat aşağında, köşedeki ofiste. | Open Subtitles | انه تحتك بطابقين في المكتب الذي في الزاويه |
Senden iki kat aşağıda, köşedeki büroda. | Open Subtitles | انه تحتك بطابقين في المكتب الذي في الزاويه |
Tamam mı? Kuzeydoğu köşesi. İki kapı aşağıda. | Open Subtitles | حسنا,الزاويه الشماليه الشرقيه هناك بابان للاسفل |
Normandy 107 South-West köşesi. Anlaşıldı! | Open Subtitles | العماره السابعه فى شارع اونويلو الزاويه الجنوبيه الغربيه |