Birkaç saattir gerginlik yaşanıyor. İçeride ne rehinelerin sayısı belli... ne de soyguncuların. | Open Subtitles | بعد مضي عدة ساعات لم يتوضح بعد عدد الرهائن و عدد السارقين الذين يتعاملون معهم |
soyguncuların naylon maske taktıklarını söylediler. | Open Subtitles | السارقين كانوا يرتدون قناعاً من النايلون |
Mağdur insanların birkaçı hırsızları görüyor. | Open Subtitles | حتى الضحايا نفسهم نادراً ما يلمحون السارقين |
hırsızları yakalamış tüm eşyaları geri almışlar. | Open Subtitles | لقد قبضوا على السارقين واستعادوا كل أشيائها |
İnsanlar bizim soyguncuları yakaladığımızı sanıyor biz ise banka soyuyoruz. | Open Subtitles | نسرق البنك بينما يعتقد الجميع أننا نُحاول إيجاد السارقين |
Dosyalarınızdan anladığım kadarıyla Hırsızlar çaldıkları paraları düzenli olarak faiz getirecek şekilde yatırıyormuş. | Open Subtitles | أن هؤلاء السارقين واصلوا على الدفع العادي على كل المال الذي سرقوه مما يصل إلى 12 مليون دولار |
Görünüşe göre, İranda eğitilmeye götürülüyor ve hırsızların kollarını çekip koparabilecek. | Open Subtitles | على ما يبدو انه تمرن فى ايران عن طريق خلع ايدى السارقين |
Bir hırsız çetesi tarafından kuşatılmışlar. Çete reisi de bu kadının kocasıymış. | Open Subtitles | ،فقامت عصابة من السارقين بالسطو عليهم أما زوج هذه المرأة كان زعيمهم |
Üzgünüm. Politikamız gereği tüm hırsızlara dava açarız. | Open Subtitles | آسف، تنص سياستنا على معاقبة كل السارقين. |
Çok karanlıktı. Soygunculara pek iyi bakamadım. | Open Subtitles | -لقد كان المكان مظلم، لم أرى السارقين جيدًا |
Teğmen, yukarıda bir ceset bulduk. Silahlı Soygunculardan birisi. | Open Subtitles | لقد رأينا أحد السارقين يصعد للطابق العلوي |
Neden soyguncuların zenci olduğunu vurgulama ihtiyacı duydun? | Open Subtitles | الآن، لمَ تخبرني بأن السارقين كانوا من الزنوج؟ |
Buraya ilk gelenler soyguncuların aradıkları şeyi iyi bildiklerini söyledi. | Open Subtitles | أشار أول المُستجيبين أن السارقين كانوا على دراية تامة بما كانوا يبحثون عنه |
Buraya ilk gelenler soyguncuların aradıkları şeyi iyi bildiklerini söyledi. | Open Subtitles | أشار أول المُستجيبين أن السارقين كانوا على دراية تامة بما كانوا يبحثون عنه |
Tek sorun Kolombiyalılar bunu öğrendi ve hırsızları soymaya karar verdi. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة تكمن في أن الكولمبيين اكتشفوا الأمر فقرّروا أن يسرقوا السارقين |
Ve üstlerin gerçek hırsızları elinden kaçırdığını anladığı zaman işkence yapılacak olan sensin. | Open Subtitles | وعندما يكتشف رؤساؤك أنك تركت السارقين الحقيقيّين يهربون... فستتعرّض أنت للتعذيب |
Her şeyi değiştirmiş. hırsızları kovmuş! | Open Subtitles | وقلب عليهم طاولاتهم وقام بطرد السارقين |
Teksas yol devriyesi ve halk arkamdaki bu yamaca kadar soyguncuları kovaladı. | Open Subtitles | شرطة تكساس وبعض السكّان المحليين طاردوا السارقين حتى هذا التلّ خلفي، |
İnsanlar bizim soyguncuları yakaladığımızı sanıyor biz ise banka soyuyoruz. | Open Subtitles | نسرق البنك بينما يعتقد الجميع أننا نُحاول إيجاد السارقين |
Tüm muhbirleriniz, tüm fahişeler, pansiyoncular, kabadayılar ve Hırsızlar. | Open Subtitles | كل اللصوص, و المومسات مالكي العقارات,المتنمرين و السارقين |
hırsızların asılması gerektiğini düşünmez misiniz hanımefendi? | Open Subtitles | أنتِ لا تؤمنين بشنق السارقين آنستي ؟ |
Hırsızlarla güvenlik önlemleri arasındaki bu denge şehirde dinamik hırsız yoğun bölgeler yaratan dengedir. | TED | والمعادلة بين السارقين والتدابير الأمنية تحدد مناطق انتشار السرقات في المدينة. |
Böylece hırsızlara karşı her an gözümüz açık. | Open Subtitles | حتى يمكننا وضع أعيننا على السارقين |
Soygunculara memur olduğunu söylemiş, | Open Subtitles | أطلعت السارقين أنك شرطي |
Soygunculardan korunmak için panik odasına girmişler. | Open Subtitles | وضعنا الخزينة في الغرفة المؤمّنة تحسّباً من السارقين. |