O yüzden mi her birimiz bir yere dağılmışız? | Open Subtitles | أعني ، هل هذا هو السبب في اننا جميعا مشتتون ؟ |
Evet, bu yüzden sana göz kulak olacağım. | Open Subtitles | نعم ، ذلك هو السبب في اننا نريد ان نضعك تحت أنظارنا |
İşte bizim lanet savaşımız bu yüzden. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في اننا اختيار معاركنا سخيف. |
Bu yüzden Pakistan İstihbaratından yardım istedik. | Open Subtitles | هذا هو السبب في اننا نرغب في المساعدة من الاستخبارات الباكستانية. |
Bu yüzden onu buraya getireceğiz. Bunu sana şimdi söylemeyecektim, sürpriz yapacaktım ama neyse. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في اننا نريد جلبه الى هنا لم اشأ ان اخبرك , كنت اريدها ان تكون مفاجأة لك |
Bu yüzden birbirimiz için yaratılmışız diyorum. | Open Subtitles | هذا هو السبب في اننا قد صُنعنا من اجل بعضنا |
Hiçbir fikrim yok ama bu yüzden çuvalliyormusuz. | Open Subtitles | لا اعرف، ولكن هذا السبب في اننا لم نجد شيئا |
İşte bu yüzden bu şeyi düzeltip ahırı inşa edip o canavarı boşluğa geri göndermemiz gerek. | Open Subtitles | هذا هو السبب في اننا بحاجة إلى اصلاح هذا الشيء بناء الحظيرة , وإرسال ذلك الوحش إلى الفراغ |
O yüzden mi bu kadar uzmanlaşma var? | Open Subtitles | أهذا هو السبب في اننا متمايزون ؟ |
Belki hepimiz bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب في اننا جميعا هنا. |
Buraya bu yüzden geldik. | Open Subtitles | ذلك هو السبب في اننا اتينا الى هنا |
Bu yüzden kurallara uymalıyız. | Open Subtitles | هذا هو السبب في اننا نلعب وفقاً للقواعد |