ve siyah Bulut bir miktar azaldi. Fakat yapmasi gerekeni yapti Cunku etrafimla hic ilgilenmiyordum. Musterilerim hic aramasa ancak bu kadar ilgisiz kalabilirdim. | TED | اخذت السحابة السوداء فى التلاشى قليلا ، وكذلك العمل كنت احس اننى اطفو وحيدا ، لم اعد اهتم اذا تصل احد العملا أم لا |
O sıralar 33.000 feet'teydik ve Bulut oraya dek yükselmişti. | Open Subtitles | كنا على أرتفاع 33 ألف قدم قطعتها السحابة فى دقيقتين |
Olay yerini gördün mü veya adli tabiple konuştun mu veya Huck'a Cloud'dan indirmesini falan söyledin mi ya da her neyse? | Open Subtitles | هل ذهبت الى مسرح الجريمة حادثت الزوايا جعلت هاك يحمل السحابة او ايا كان ؟ |
Cloud hesabını ele geçiremedim ki. | Open Subtitles | . لم أتمكن من اختراق السحابة الخاصة بها ملاحظة : السحابة موقع لحفظ الصور و الفيديو |
Sonra, bulutun ötesinde bulunan bazı aykırı değerler buluyoruz. | TED | وهناك نجد بعض الخارجين عن النطاق ، بعض الأشياء التي هي خارج حدود تلك السحابة. |
Ve bu madde bulutu kapsadığı gökadadan daha küresel, hatta gökadadan daha da geniş bir alana yayılıyor. | TED | وهذه السحابة من المادة أكثر كروية من المجرات نفسها وتتمدد حول نطاق أكبر بكثير من المجرة |
Bak artık viski için altın yok. Kızıl buluta söylerim. | Open Subtitles | انظرا، لا يوجد المزيد من الذهب للويسكي سأخبر السحابة الحمراء |
Yani bugün, telefonunuzda bir bilgisayar var, ancak karmaşık bir araştırma yapmak üzere birkaç saniyeliğine 10.000 tane bilgisayara ihtiyaç duyarsanız, bulutta bir-iki saniyeliğine buna erişebilirsiniz. | TED | الآن، وأعني اليوم، تمتلك حاسوبا في هاتفك، ولكن لو تحتاج الى 10,000 كمبيوتر لثوانٍ معدودة لعمل بحث معقد، يمكنك الوصول إليه لثانية أو ثانيتين فى السحابة. |
Işıklar Bulut tarafından açılıp kapanacak. vs., vs., her şeyi Bulut yapacak. | TED | تقفل و تفتح الانوار من السحابة كل شيء من السحابة. |
Peki ya nadir görülenler, mesela merceksel Bulut gibi, UFO şeklindeki merceksel Bulut gibi? | TED | وماذا عن السحب الأكثر ندرة، مثل السحب العدسية ؟ السحابة العدسية الشبيهة بالجسم الطائر مجهول الهوية |
bu sekiz prensibi izlemeye devam etmeye dondugum zaman, basimdaki kara Bulut hepten kayboldu. | TED | وحينما اتبعت الخطوات التالية الثمانية تلاشت السحابة السوداء تماما |
Bu ses dosyalarını Cloud'da buldum. | Open Subtitles | قمت باستخراج هذه الملفات الصوتية من السحابة. معظمها فقط عن أشياء متعلقة |
"Senyör Cloud" salsa sosu numunesi için yemek blümüne uğramayı unutmayın. | Open Subtitles | احرصوا على ان تتوقفوا بقسم البقالة من اجل عينة مجانية من صلصة السحابة التاسعة |
Ama birisinin "Senyör Cloud" salsa standına geçmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ليتولى كشك صلصة السحابة حسناً, سأحضر شخص آخر |
4 buçuk milyar yıl önce, bir şey bu bulutun yapısını bozdu ve onun çökmesine yol açtı. Böylece merkezinde Güneş'i ve haliyle Güneş sistemini oluşturdu. | TED | بمرور 4,5 مليار سنة، شيء ما زعزع تلك السحابة وتسبب في انهيارها، فشكلت الشمس في مركزها والنظام الشمسي. |
Eğer güç akışını aşağı çekebilirsem, hiperuzaya kısmi bir kayma sağlayabilirim, bu da gemiyi bulutun uzay-zaman'ından uzaklaştırabilir. | Open Subtitles | اذا كنت استطيع الاتصال الهاتفي باستمرار سيدفق الطاقة ، و يسبب التحول الجزئي في القذف يخرج السفينة من السحابة |
Bir taraftan daha güçlü çeker ve bulutu parçalar. | TED | انه يسحب من جانب بشكل أكبر من الآخر و السحابة تتفتت لأجزاء |
Çünkü toz bulutu malzeme yönünden dünya gibi bir yapıyı meydana getirmek için yetersiz olabilir. | Open Subtitles | حسنًا، حسب نوع السحابة الذي يكوّنها النظام الشمسي |
Birçok dağ inşa ettim, burada size, buluta benzediğini düşündüğüm bir binayı göstereceğim. | TED | لقد بنيت العديد من الجبال، وأنا هنا أحاول أن أريكم مبنى أعتقد أنة يشبه السحابة. |
Eğer yaptıklavımı buluta koyacaklavsa, itivaf edeyim ve kötülevi sabıkamdan çıkarayım, sonuçta sonsuza kadar bulutta kalıyovlav dedim. | Open Subtitles | إذا وضعت الحكومة ذلك الملف في السحابة إذن أريد الأعتراف بالسيئات ربما أزيلها من سجلي في السحابة |
Gezegen oluşumu, yıldız oluşumuna bağlı bir süreç olup, yıldızın kendi gaz bulutundan ortaya çıkar. | TED | تتكون الكواكب نتيجة عمليات تصادفية لتشكيل النجم من نفس السحابة الغازية التي للنجم نفسه. |
Bu nehrin üzerinde sürekli duran sabit bulutların önemi nedir? | TED | ما هي أهمية هذه السحابة الثابتة التي تحومُ دائماً فوق هذه البقعة من الأدغال؟ |
Üç yıl içinde. Tahmin edeyim. Kara buluttan kaçamadılar. | Open Subtitles | دعنى أخمن, لم يتمكن من فقدان السحابة السوداء |
Örs bulutları diğer bir deyişle, fırtınanın üzerindeki büyük Bulut küçülmeye başlar ve 20,000 km'ye kadar uzar. | Open Subtitles | حيث سحابة السندان في عوالم أخرى، السحابة الضخمة بقمّة العاصفة تبدأ صغيرة وتتعاظم لتصل لطول عشرين ألف كيلومتر |
Pembe Duman. Patlayınca, bomba imha ekibinin sana takacağı isim bu. | Open Subtitles | السحابة الوردية هذا ما يدعونه فريق المتفجرات عليكِ عندما تنفجرين |
Göğüs fotoğrafı şuan iCloud'da. | Open Subtitles | صورة الثدي تلك أنها على السحابة الرقمية الأن |
Eğer ihtiyaç duyarlarsa nine bulutunu çağırıyorlar. | TED | يمكنهم الاتصال بالجدّة السحابة اذا كانوا يريدون ذلك، |
Bu uzak buz bulutunda bir trilyondan daha fazla sayıda kuyruklu yıldız vardır. | Open Subtitles | في تلك السحابة الثلجية البعيدة هناك أكثر من تريليون مذنب |
Külleri ve toz bulutunun Gök yüzünü sardığını gördük, başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | رأينا الرماد والغبار مثل السحابة في السماء ولم يكن لدينا الخيار |