Kendine lastik belli pantolon almak için herhalde alışveriş merkezinde. | Open Subtitles | ربما تحت في مجمع للتسوق تبحث عن السراويل مطاطة الخصر. |
O günlerde, kısa pantolon giyerken tüm bu bölge tam bir bok çukuruydu. | Open Subtitles | فيما مضى، عندما كنت أرتدي السراويل القصيرة كانت كل هذه المنطقة حفرة قذرة. |
Kutunun içindeki ders kitaplarının arasında siyah, ispanyol paça kumaş pantolon vardı. | TED | وفيه، تحت حفنة من كتبه الجامعية، كان هناك زوج من السراويل المخملية الجرسية. |
pantolonları ve şortları ayak bileklerine kadar indirilmiş bir halde. | Open Subtitles | أقصد السراويل الداخلية و الجينز كلاهما قد خلع لعند الكاحل |
Saç rengini, aksesuarları ve kısa pantolonu.... ...yasaklamak gibi. | Open Subtitles | كحظر تلوين الشعر و الاكسسوارات و السراويل القصيرة, فهمت؟ |
Can simidi olarak birkaç iç çamaşırı sıkıştırılmış bir huzur evi değil. | Open Subtitles | ليس منزل التقاعد لزوج من السراويل ملتصقٌ بها حبوب منع حمل عتيقة. |
Pantolonunu giy. | Open Subtitles | لماذا لا يتم وضع السراويل سخيف الخاصة بك على؟ |
Birkaç hafta daha böyle yersen, pantolonlar yine tam gelmeye başlar. | Open Subtitles | أسبوعين من الأكل الكثير و ستعود هذه السراويل مناسبة تماماً |
şort imparatoru olacaksak her şeyi örtmeliyiz. | Open Subtitles | إذا أردنا أن نكون إمبراطورية السراويل يجب علينا تغطية كل شيء |
Kilisede pantolon giymek ve erkeklerin toplantılarına gitmek gibi göz ardı edilemez şeyler yapmaya çalıştık. | TED | حاولنا فعل أشياء لايمكن تجاهلها، مثل ارتداء السراويل في الكنيسة ومحاولة حضور الاجتماعات المحصورة على الرجال. |
Kemer takan adamlara yalan söyledim. pantolon askısı takanlara da. | Open Subtitles | كذبت على رجال يرتدون الأحزمة كذبت على رجال يرتدون حمالات السراويل |
Aptal bir pantolon giyerek yılda bir milyon dolar kazandıracak bir yol bulmuş adam. | Open Subtitles | فقد اخترع طريقةً ليدفع له الناس مليون دولار في السنة لمجرد لبسه زوجاً من السراويل الغبية. |
O daha 5 yaşındayken çocuğa etek pantolon giydirdin diye böyle! | Open Subtitles | تلك السراويل النسائية التي جعلته يلبسها وهو في الخامسة |
Sonradan prodüktör olan Yahudi pantolon tüccarlarının değil. | Open Subtitles | ليس لبائع السراويل اليدشى الذى تحول إلى منتج |
Sanki az önce yataktan yuvarlanmış ve bol pantolon giymiş yağlı saçlarını tersten bir şapkayla kapatmış gibiler. | Open Subtitles | أعني، أنهم يبدو كما لو أنّهم سقطوا من على السرير وإرتدوا بعض السراويل المُتهدّلة وقاموا بدهن شعرهم |
- Neden doktor olmak istedim biliyor musun? - Belden büzgülü şık doktor pantolonları yüzünden mi? | Open Subtitles | أتريد أن تعرف لماذا أردت أن أكون طبيباً السراويل الضيقة المغرية |
Yani pantolonu ben giyiyorum ama kemer onun elinde, anladın sen. | Open Subtitles | أعني مثل أرتداء السراويل لكنها تحصل على الحزام اذا كنت تعرف ما أعني |
Bu yüzden bir iç çamaşırı mağazasında durmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن اتوقف بالقرب من متجر, لتشتري بعض السراويل |
- Daha kendi Pantolonunu bile giyemiyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى وضع السراويل الخاصة بك على. |
Kalın perdeler, un çuvalları, eski pantolonlar. | Open Subtitles | أغطية الوسائد أكياس الطحين، أرجل السراويل |
En önemlileri, Hollywood, Regatta, Rock bunlar kaliteli şort markaları. | Open Subtitles | الأساسيات، هوليوود، ريجاتا، روك.. تلك هي السراويل الجيدة |
Kızlar revirden Külot alıyor. | Open Subtitles | هي الفتيات سيشترون السراويل الداخلية من الصيدلية |
Bu işe dayanabilecek don, daha icat edilmedi de ondan. | Open Subtitles | لأن السراويل لم تُصمم إلى الآن لتحمل أعباء أعمالي. |
Ortağımın "yönetici pantolonum" olarak adlandırdığı bu pantolonların iki çiftini aldım aslında. | TED | في الواقع أنا اشترى زوجا من هذه السراويل ذلك ما يدعوه رفيقي مايك سراويلي الإدارية |
Evet, şu dar, şık pantolonlardan hoşlanıyor. Çünkü aletini büyük gösteriyor. | Open Subtitles | نعم، إنه يحب تلك السراويل الأنيقة الضيقة لأنها تجعل قضيبه يبدو أكبر |
Ve sakın unutmayın, terli pantolona izin var, ve kamyoncular için duş ücretsiz. | Open Subtitles | ولا تنسوا السراويل الواسعة مسموحة وحمام مجاناً لسائقي الشاحنات |
Yeterince kadife pantolonun var mı, bir de içlerine kuş tüyü diktirdin mi? | Open Subtitles | هل لديكي ما يكفي من السراويل الفضفاضة؟ التي عليها طيور مائية مرسومة بالخيوط؟ |
pantolonunun nerede olduğunu bilmiyorum ama iç çamaşırın ocaktaki çaydanlığın içindeydi. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حيث السراويل الخاصة بك، لكننا لم نجد الملابس الداخلية الخاصة بك في وعاء على الموقد. |