Ölümcül bir patojenle saldırarak Silahlı soygun yapmanın cezası ne biliyor musun? | Open Subtitles | وهل لديك فكرة عن العقوبة جراء السطو المسلح والأعتداء البايولوجي على ممرض؟ |
Soygun, Silahlı soygun saldırı, ölümcül silahla saldırı, Silahlı soygun. | Open Subtitles | السطو, السطو المسلح أعتداء, أعتداء بأستخدام أسلحة مميتة, والسطو المسلح |
Heflin Piers, Silahlı soygun, şantaj ve gasp suçlarından aranıyor. | Open Subtitles | هيفلن بييرز مطلوب بتهمة السطو المسلح و التهريب و الابتزاز |
- Bu çocuk kaçırma işi Silahlı soygundan çok daha iyiymiş. - Kankaa! | Open Subtitles | إختطاف الأطفال أفضل بكثير من السطو المسلح |
Silahlı soygundan ya da pezevenklikten tutuklanacağını düşünürdüm hep. | Open Subtitles | أعني بأني أعتقد دائماً بأنه سوف يكون بسبب السطو المسلح ، او قواد |
Zenginlikten silahlı soyguna giden bir yaşam hikâyesi. Silahlı soygun mu? | Open Subtitles | تتكلم عن التحول من الغنى الى الفقر الى السطو المسلح |
Silahlı soygunu, saldırıyı, ekonomik terörü unut gitsin ve birkaç ufak tefek hapis cezasını da. | Open Subtitles | إنسوا أمر السطو المسلح ، الاعتداء الارهاب الاقتصادي وسبعة مؤبدات و تهم أقل |
Kocası ise Silahlı soygun suçundan dolayı San Lois Obispo Hapishanesinde tutuklu bulunuyor. | Open Subtitles | بتهمة السطو المسلح في سجن سان لويس أوبيسبو |
İçerdekiler için Silahlı soygun saygı duyulan bir suçtur. | Open Subtitles | السطو المسلح هو جريمة محترمة بين السجناء |
Sonra da başını belaya soktu. Silahlı soygun. | Open Subtitles | و استغرق في الامر حتي اخمص قدميه مع السطو المسلح |
Kim Trent, seni Silahlı soygun şüphesiyle tutukluyorum. | Open Subtitles | كيم ترينت ، وأنا كنت اعتقال للاشتباه في السطو المسلح. |
Silah bir Silahlı soygun davasında kanıttı değil mi? | Open Subtitles | المسدس كان دليل فى قضية السطو المسلح, اليس كذلك؟ |
Peki ya Silahlı soygun, çete üyeliği ve adam öldürmekten 12 yıl yattığını. | Open Subtitles | لكي أضع ثلاث رصاصات في رأس أخي؟ 12عاما من أجل السطو المسلح ، والعضوية والقتل |
Silahlı soygun Masası dağılmak üzere. Her şey unutulup gidecek. | Open Subtitles | شرطة السطو المسلح على وشك الاحلال وسينتهي كل شيء. |
Eski Sovyet ordusundanmış, üç Silahlı soygun. | Open Subtitles | حسنا ، جيش الاتحاد السوفياتي السابق ، ثلاث تهم السطو المسلح. |
Yüksek atlama, paraşütle atlama, Silahlı soygun. | Open Subtitles | القفز من الأماكن المرتفعة أو القفز المظلي ، أو السطو المسلح |
Bıçakla Silahlı soygundan sekiz yıl yatmış. | Open Subtitles | لقد قضى ثماني سنوات بالسجن بتهمة السطو المسلح بسكين. |
- Silahlı soygundan hapis yatmış kuzeni olan bir kişi ayrıca. | Open Subtitles | انها فرصة ان نفس الشخص لدية ابن عم امضي وقتة في سرقة السطو المسلح |
Yaklaşık bir yıl evvel Silahlı soygundan tutuklandım. | Open Subtitles | منذ نحو سنة كنت مسجوناً بتهمة السطو المسلح |
Bize Silahlı soygundan 6 yıl giyen bir kardeşin olduğunu söyleyen aynı kuş. | Open Subtitles | انها نفس طائر القليل الذي، اه، قال لنا أن لديك أخ القيام ست سنوات بتهمة السطو المسلح. |
Önce tuvalet kağıdı ile başlar, daha sonra, bilirsin silahlı soyguna karışırlar. | Open Subtitles | تبدأ بورق حمام ثم الشيء الاخر الذي تعرفه هو السطو المسلح |
Maskelere göre bakarsak bunlar Silahlı soygunu yapanlarla aynı kişiler. | Open Subtitles | وهذا هو كل ما أمكننا الحصول عليه منه استنادا إلى الأقنعة التي يرتدونها هؤلاء نفس الرجال الذين قاموا بعملية السطو المسلح |