ويكيبيديا

    "السقوط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düşmek
        
    • düşüş
        
    • düşme
        
    • düşmeden
        
    • düşmekten
        
    • düşmeye
        
    • düşüp
        
    • Radyoaktif Serpinti
        
    • düşüşten
        
    • düşmesini
        
    • düşerek
        
    • düşmesi
        
    • düşen
        
    • düşüşü
        
    • düşmeyi
        
    Açıkçası, fokurdayan bir zehrin içine düşmek insanı bayağa bitkinleştiriyor. Open Subtitles يتضح أن السقوط في وعاء من فقاقيع السم يصيبك بالإرهاق
    O kadar yüksekten düşmek ölümle sonuçlanabilir, ayrıca Guts ok yarası almıştı. Open Subtitles السقوط من هذا الارتفاع يمكن أن يكون قاتلاً وجاتس كان مصاباً بسهم
    Bugüne kadar da düşüş henüz durmuş değil. Hala daha düşüyorum. TED و إلى حد اليوم لم يتوقف ذلك السقوط ؛ لازلت أسقط.
    Hem de boynunun düşme sonucu o hale gelme ihtimali... herhalde binde bir. Open Subtitles بالإضافة إلي أن السقوط لا يبقي رقبته هكذا ماعدا فرصة واحدة في الألف
    Tam seni arabadan düşmeden kurtarmaya uzanıyorken, sen beni ittin. Open Subtitles وابتعدتِ عندما حاولت الوصول إليكِ لأنقذك من السقوط خارج السيارة
    Burada o kadar da belli olmayan, göremeyeceğiniz şey ise yürümenin ve düşmekten korunmanın psikolojik olarak tüketici olduğu. TED وشيء آخر غير واضح ولا يمكنكم مشاهدته وهو أنه يستنزف من الناحية النفسية أن تمشي وتحاول أن تمنع نفسك من السقوط
    Bundan sonra yine revizeler yaptık, ama birçok kez düşmeye devam ettik. TED عندها شرعنا في تحسين النموذج، ولكننا استمرينا في السقوط كثيرا.
    Boğulmak üzere olanları kurtaracağım, der, ilk arkadaş, şelaleden düşmek üzere olanları. TED سيقول الصديق الأول: “سأقوم بإنقاذ أولئك “الذين هم على وشك الغرق” الذين هم في خطر السقوط من الشلال
    Vücudum kendi kendine derinlere düşmek için yeterli derecede yoğun ve ağırdır. "Serbest düşüş fazı" olarak anlandırılan faza girerim. TED جسمي ثقيل وكثيف بما يكفي للسقوط الحرّ في الأعماق ثم نصل لما نسميه مرحلة السقوط الحرّ.
    Şimdi tavanın kilit noktasındayız, bütün her şeyin zirvesinde, sanki yerinden bizim alanımıza düşmek üzereymiş gibi görünen, bizim alanımıza giren bir figür ile. TED و الآن نحن عند حجر زاوية السقف، ذروة الأمر برمته، بصورة يبدو فيها و كأنه على وشك السقوط من فضائه إلى فضائنا، متخطيا إياه.
    Burada yukarıda başlıyor, ama sonra serbest bir düşüş var. TED النسبة تبدأ من الأعلى هنا, لكنها بعد ذلك تبدأ في السقوط الحر.
    "düşüş", son kuş geri gelene kadar huzursuzluğun bitmeyeceğini söyleyen mitolojik inanışı keşfediyor. TED "السقوط" يكشف الاعتقاد الأسطوري بأنه ستكون هناك اضطرابات حتى يتم إرجاع الطائر الأخير.
    Unutmayın, eğer havada sizi bilinçsiz hâle getirecek bir çarpışma yaşarsanız, yere çarpana kadar serbest düşme yaşayacaksınız. TED ياصاح و الآن تذكر أنك إذا اصطدمت في الجو سيجعلك تفقد الوعي و سوف تعاني من السقوط إلى أن ترتطم بالأرض
    Elbette bu bütün o görsel referanslar sayesinde --benim için--hepsinin içinde en uç noktadaki serbest düşme duygusu. TED أنها بالتأكيد ، لي ، هي الأحساس الأعظم بكون السقوط الحر مع كل المرئيات ذات العلاقة
    Ama 20.den sonra düz bir çizgide düşmeden yürüyebiliyor. TED ولكن الآن بعد الجيل العشرين تمكن من السير في خط مستقيم دون السقوط.
    Belki de düşmekten korkuyorsundur. Yükseklik canını mı sıktı? Open Subtitles ربما تشعر بالفزع الشديد من السقوط هل السقوط من هذا العلوّ يزعجك ؟
    Karın üstü düşmeye çalıştığımı söylediğimi hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر في الحقيقة قول، بأني قصدت السقوط على بطني
    Sığ bir suya düşüp de hayatta kalmanın anahtarı bedeninizin ağırlığını azaltmaktır. Open Subtitles السر في النجاة من السقوط في المياة الضحلة هو تبديل كتلة جسمك
    Ve, Radyoaktif Serpinti Çocuğu seçmek için şehrimizde seçmeler düzenleyecek. Open Subtitles وسيجرون التجارب لاختيار طفل ليؤدي دور: فتى السقوط
    düşüşten önce, bazı melekler dünyaya geldi ve insanlarla evlendi. Open Subtitles قبل السقوط, بعض الملائكة أتوا للأرض و تزوجوا من البشر
    Robotun hemen düşmesini bekliyordum çünkü hiç sensör veya hızlı döngü yok. TED كنت أتوقع السقوط الفوري للروبوت، بسبب انعدام أجهزة الاستشعار وردود الفعل السريعة.
    Yoksa Yaşlı olarak kadar rüzgar varsa, ben lütuf düşerek, izin vermeyeceğim biliyor musunuz? Open Subtitles ، أو إذا بقيت معكم كأحد من الكبار كيف تعرفون أنني لن أغادر ، عبر السقوط من النعيم ؟
    Unutmayın onu öldüren düşmesi değil, en aşağıdayken birden durması. TED تذكر، ليس السقوط هو الذي قتلها لكن التوقف المفاجئ في القعر
    Prem abi, normalde bu yükseklikten düşen bir insan ölür. Open Subtitles اخبي بريم,عادة بعد بعد السقوط من هذا الارتفاع الاشخاص يموتون
    Aşağı yukarı 20 yıl önceydi serbest düşüşü keşfettim. TED إ. ر: حدث هذا منذ 20 سنة حين اكتشفت السقوط الحر.
    Fan ve ışklar düşmeyi göründüğünden daha kötü gösteriyor, o kadar. Open Subtitles الأضواء و المراوح تجعل السقوط أسوأ مما تظن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد