Ama yerel halk sizi gördüğüne sevinmemişse pek de iyi olmayabilir. | Open Subtitles | و لكن ليس كأن السكان المحليين سيكونون سعداء لرؤيتك عندما تصلين |
Nerden gelirlerse gelsinler, yerel halk ve dünya liderleri niyetleri hakkında temkinli yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | بغض النظر من اين قد جاءو السكان المحليين وزعماء العالم قلقون من نواياهم |
- Bu yerler hakkında yerliler ne biliyor? | Open Subtitles | ماهي معلومات السكان المحليين عن هذه الأطلال |
Bugün dahi Delphi Tapınağına gidecek olursanız yerli halk hâlâ, o taşın Kronos'un midesinden çıkan taş olduğunu söyleyecekdir. | Open Subtitles | و الذي ابتلعه كرونوس وعندما تذهب اليوم إلى دلفي فإن السكان المحليين يخبرونك أن الحجر لا يزال في مكانه |
Birkaç yıl önce, iki kardeşimiz bazı yerlilerle birlikte yola çıkmıştı. | Open Subtitles | قبل بضعة أعوام التقى أخوان لنا مع بعض السكان المحليين |
Eminim ki buranın Yerlileri köşkün yeni beyi ile hanımına göz atmaya heveslidirler. | Open Subtitles | واثق أن السكان المحليين حريصون على التسلل لإلقاء نظرة على المالك الجديد وزوجنه |
yerel güçlerden kimse bir şey duymamış veya görmemiş mi? | Open Subtitles | ألم يرى أو يتكلم أي أحد من السكان المحليين ؟ |
Bu da yerel halkı, araçsız ve eğitimden yoksun bir şekilde rastgele gelen binlerce gönüllülerle, binlerce bağışla baş etmek zorunda bırakır. | TED | هذا يترك السكان المحليين للتعامل مع الآلاف من المتطوعين العفوين، والآلاف من التبرعات، وكل هذا مع عدم وجود أي أدوات أو تدريب. |
Ancak araçları yerel halka verirseniz, eğer onlara iyileşmek, toparlanmak için neler yapabileceklerini gösterirseniz, uzman olan onlar olurlar. | TED | ولكن إذا اعطيت السكان المحليين الأدوات، إذا بينت لهم ما يمكنهم القيام به للتعافي من الكارثة، فهم من سيصبحون الخبراء. |
Bir topluluğu herhangi bir fikirle gitmeyin, yerel insanla beraber oturun. | TED | لا ينبغي عليك أن تفد على مجتمع وتقدم أي أفكار وأن تجلس مع السكان المحليين. |
Plaza hâlâ inşaat halinde ama fiilen ağırlıklı olarak yerel halk tarafından kullanıldı. | TED | لا زال قيد الإنشاء، لكنه مستخدم بكثافة من قبل السكان المحليين. |
Göründükleri kadarıyla yerliler, yalın, iyi huylu, aptal bir insan ırkıydılar. | Open Subtitles | أتضح أن السكان المحليين بسطاء ، على سجيتهم مجرد عرق غبى من الناس |
Belediye Başkanı bize teklif toplumun bazı yerliler. | Open Subtitles | رئيس البلدية سيقدمنا لبعض السكان المحليين |
Luoyang Köprüsü günümüzde çeşitli ürünleri kıyının diğer tarafına taşımak için daha çok yerliler tarafından kullanılıyor. | Open Subtitles | جسر ليويانغ الآن تستخدم اساسا من قبل السكان المحليين لنقل البضائع عبر مصب نحو الموانئ الساحليه |
İkincisi, fark ettiğiniz üzere güzel yuvamız yerli halkın saldırısı altında. | Open Subtitles | ثانياً، كما لاحظنا أن مواطنينا تحت هجوم من قبل السكان المحليين |
Ve silip süpürdü-- o patojenler, bağışıklığı olmayan yerli halkları sildi süpürdü. | TED | وقضت هذه الجراثيم.. قضت تماما على السكان المحليين.. الذين لم تكن تحمل أجسادهم مناعة منها. |
Halkımız okyanus yüzeyinde yaşardı ve karadaki yerlilerle ticaret yapardı. | Open Subtitles | عاش شعبنا علي سطح المحيط ، وتاجروا مع السكان المحليين من اليابسة |
Sık sık, mecburen, subaylar tüfeklerini kullanarak Yerlileri başlarından vurmak zorunda kalıyorlardı. | Open Subtitles | وفى اوقات الضرورة اجبرالضباط على استخام بنادقهم مطلقين النار على رؤوس السكان المحليين |
Sana bin kere söyledim, Roni ve Michael buralı. | Open Subtitles | لقد قلت لك الف مرة روني ومايكل من السكان المحليين |
Bir fikrim var. Neden Yerlilere canavar hakkında bir kaç şey sormuyoruz. | Open Subtitles | أنا عندي فكرة، لماذا لا نسأل السكان المحليين عن الوحش. |
En harika şey ise, Yerlilerin bu yerden yıllardır haberdar olması ve benim kesinlikle burayı gören ilk yabancı olmayışımdı. | TED | ما كان مذهلاً هو أن السكان المحليين يعرفون عن هذا المكان، وكنتُ بأي حالٍ من الأحوال أول غريب يراه. |
ben yerlilerden biriyim. | Open Subtitles | نعم , انا احد السكان المحليين |
Dikkat et, bölge halkını korkutma. | Open Subtitles | حذرا كنت لا تخويف السكان المحليين. |
Bu da girişi yasak olan bölgeleri aramak ve sivil halktan bilgi almak demek. | Open Subtitles | هذا يعني ان المنطقة غير امنة ويجب علينا التقارب مع السكان المحليين |